APOCALYPTO”YU BİLMEM KAÇINCI KEZ İZLEMEK

İlk dakikadan itibaren sizi etkisi altına alacak bir film mi arıyorsunuz? İşte onlardan biri, Mel Gibson’un 2006 tarihinde yönettiği “Apocalypto/Kıyamet” olabilir.
Sinemanın sanatsal anlamı üzerine çok durduk, çok laflar ettik. Sinemanın da diğer tüm sanat dalları gibi eğlendirmek gibi bir işlevi de vardır. İnsanın duygularını harekete geçirmiyorsa sanat için vakit ayırmaz elbette.
Sanat filmi kavramı da tartışmalı? Tıpkı özgün müzik gibi fakat özgün müzik gibi sanat filmi denildiğinde de herkes ne kastedildiğini anlıyor.
Bu anlamda, “Apocalypto”nun bir sanat eseri olduğu kuşku götürmez ama bir “sanat filmi” de değil. Birisi bir yere 10 dakika boyunca bakmıyor. Yani Mehmet Kahraman’ın uykuya dalmasına gerek yok.
Bu filmin ilgi çekmesi garantidir. Öğrencilere izletirim o yüzden. Geçen hafta bütün sınıflara sıradan izlettiğim için bilmem kaçıncı kez izlemiş oldum.
Filmi İngilizce altyazıyla izletirim. Sürükleyici olduğu için birkaç bir şey kaparlar. Filmden sonra da kölelik, fetih siyaseti, yönetmek eylemi , tarihsel ilerlemeler üzerine iki çift kelam edebilirim.
Mayalarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
15., 16. yüzyılda İspanyollar tarafından yıkılan bu uygarlık çok ilgi çekici. Bir, iki milyon insanı egemenliği altına alan bu imparatorluğu İspanyol Cortez, 400 adamıyla fethetti. At, demir ve mikrop sayesinde bu uygarlığı acımazsızca tarihten sildi.
Mayalar o tarihte 80 bin kişilik başkentleriyle İstanbul, Venedik ve Barcelona’nın rakibiydi. Tıpta, mimaride, astronomide, matematikte epeyce ilerlemişlerdi. Diş dolgusu bile yapıyorlardı ama demiri kullanmadıkları için Avrupalılar kendilerine büyük bir üstünlük kurdular.
Film, Cortez’in kıyıya demir attığı günden önceki iki, üç günü işliyor.
Film, büyük oranda teknik bir eser. Usta işi görüntüler ve sahneler var. Tıpkı yönetmenin bir önceki filmi “Tutku: İsa’nın Çilesi” gibi şiddet sahneleri konusunda çok gelişkin.
Filmin bir tarihsel mesajı da olmalı. Eğer bu mesaj “imparatorluklar önce içten çürür” ise buna katılmıyorum.
Büyük coğrafayları idare etmek zordur. Günümüzde de zor eskiden de zordu. İmparatorluk denen bu idare biçimi her zaman siyasi çelişkiler üretir. Tabiri caizse biti kanlanan inisiyatif alır.
İmparatorluklar bir yandan fetihler yapmak zorundayken bir yandan da siyasi olarak çelişkileri halletmek zorundadırlar.
Bütün imparatorluklar çökmüştür tarihte. Şu anda Amerika’yı bu misyonun devamcısı olarak görebiliriz. Bire bir aynısı değil ama…Hala çökmedi. Fakat bu rolü alalı henüz 65 yıl oldu. 65 yıl bir imparatorluk için çok kısa bir süredir.
Maya İmparatorluğu, fetihle çöktü. Burası kuşku götürmez. Fetihten önce çürümeye başladı mı? Kimileri, filmin, bunu iddia ettiğini düşünüyor. İnsan kurban etmek bir çürüme belirtisi ise evet. Ama eğer insan kurban etmeye çürüme denilip, emek sömürüsüne anlı şanlı tarih deniliyorsa itirazım var.
Mayalar günde 20 bin insan kurban edebiliyorlardı. Bunlar esirler, köleler ve gönüllülerden oluşuyordu.
Film, köle olarak ele geçirilen Jaguar Pençesi’nin kaçıp kurtulma hikayesi. Doğayla hem bütünleşmiş, bir anlamda doğanın kendisi olmuş. Cangılda evrimsel süreçte ayakta kalıyor. Homo Sapiens olarak en bilinçli, beyni en gelişmiş hayvan türü olmasının avantajlarını kullanıyor. Beynin bu kadar gelişmiş olması mitos yaratımında da işlev görüyor ve bu yüzden başı beladan kurtulmuyor.
Günümüzde de olan biten çok farklı değil aslında. Şu mitosları bir yenebilsek kulak memesi kıvamında bir hayatımız olacak.
Ben “Apocalypto”dan bu mesajı almanızı rica ediyorum. Dediğim gibi sıkılmayacağınız garanti. İlk dakikadan itibaren sizi içine alacak. Bir de onlar gerçek kan değil salça…
Not 1: Kurban sahnesindeki celladın maskı Whatsapp’ta smiley olarak var. Yorum bölümündeki videoda görebilirsiniz.
Not 2: DAEŞ’i kimin desteklediğini merak ediyorsanız, elinize bir Suriye haritası alın sonra da devlet yetkililerinin açıklamalarına bakın.
Not 3: İbrahim Toy bu filmden gerçekten sıkılmayacaksın. Goygoy yapmıyorum, hemen bugün izle.
Not 4: Fırat Eren Kaplan, senin gibi efendi ve iyi bir karakter Fenerli olamaz. Hadi itiraf et, şurada biz bizeyiz.
Not 5: Baran İnanmaz, imparatorluklar ile ilgili ne düşünüyorsun?
Not 6: Yazım yanlışlarını kontrol edemeyeceğim.
Bu yazı Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.