Ben Bir Çaykoliğim…

2048-1280x640

Bir gün çaya önlem alacağım hiç aklıma gelmezdi…

Evet, çok çay içtiğimi düşünerek okulda sistematik bir şekilde çay içmeyi bıraktım. Böyle olacağı hiç aklıma gelmezdi. 

Aslında dört, beş sene önce çaykolik (FEK TDK’ya göre çaykolik diye bir kelime yok ama kolik diye bir kelime de yok) oldum. Ondan önce evimde çay bulunmazdı bile. 2002-2011 arasında aynı büyük tüpü kullandım. Not: Şaka değildir.

Fakat bir gün tesadüfen çayı şekersiz içmeye başladım ve bugünlere geldim. Tek kelimeyle hastasıyım…

Bir sorun var: Çayı demlemek sıkıntılı. Bir kere musluk suyundan sevmiyorum. Ondan hiç bahsetmeyelim. Her şeyi aynı oranda aynı şeklide tekrarladığın zaman bile çaylar arasında bir standart oluşmuyor.

Bugüne kadar hayatımda içtiğim en iyi çayları evde kendim demledim. Fakat bu süper çayları bugüne kadar bir misafire demleyebilmiş değilim. Olmuyor, olmuyor, olmuyor…

Bir de çay demleme tarzımı değiştirdim. Bu tarzı, ünlü ayrıksı SM fenomeni Sırma Doğan’dan öğrendim. Suyu kaynatıyor ve demliğe boşaltıyor. Kısık ateşte üstüne çayı yavaş yavaş döküyor. Suyu kaynatmaya devam ediyor ve demlik, adeta 1917 Eylül’ü gibi olunca, çekip alıyor.

Bu şekilde demlediğim çaylarda faka basmadım henüz.

Zaten ben birada da ale’ciyimdir. Ale’larda maya, lager’ların aksine tankın üstünden verilir. Onun gibi bir şey yani…

Eski tarzımda çaylar %30 olağanüstü, %40 vasat, %40 da bok gibi oluyordu. (BBHBKZ) Bu çayların notları 95, 55 ve 36 olabilir 100 üzerinden. Hemşin Organik kullanıyorum bu arada. Hemşin Organik’in demlik poşeti ise 66 çay notunu garantiliyor. O yüzden zor zamanlarda hayat kurtarsın diye aldığım Hemşin Organik demlik poşeti aslında son aylarda genel geçerim olmuştu.

Yeni yöntemle 96’lık çaylar demlemeye başlayınca aklım karıştı. Bakacağız…

İyi günler.

Not: Bu yazıyı 13 dakikada yazdım.

Bu yazı Uncategorized, Yiyecek İçecek kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.