Büyük Bir Hayranı Değilim…

*Tarhana çorbasının…

Son günlerde açıklanan bir araştırma sonuçlarına göre (YDS tripleri) besin değeri de çok azmış. Anadolu anneleri, bir efsaneleri daha darmadağın olduğu için yine yastalar.

*Ekrem İmamoğlu’nun…

Büyük bir hayranı değilim ama onun yönettiği bir TR’ye varım. Çünkü biliyorum ki bu millet kötünün iyisinden beş santim ileriye gidemeyecek. Kıyamete altı, yedi sene kaldığında belki biraz daha ileriye gidebilir… Eİ başbakan olduğunda bira fiyatları ucuzlamayacak da abartılı bir şekilde artmayacak. Bu da biz işçi sınıfına yeter de artar!

*Trabzon hurmasının…

Genel olarak iyi bir meyve yiyicisi değilim. Karadut, böğürtlen, ahududu falan, onların büyük bir hayranıyım.

*Ana akım sinemanın…

Okunmazsa ölünecek olan 200-250 tane roman olduğunu düşündüğüm gibi izlenilmezse de ölünecek olan 500-600 tane film olduğunu düşünüyorum. Ana akım sinema içerisinde çok “sürükleyici” filmler olmasına rağmen; hayat, bir insanın (bir sanatçının) bir şeyler söyleme/gösterme derdi ürünü olmayan filmleri izlemek için fazla kısa.

*GS taraftarlığının…

Eskiden büyük bir hayranıydım ama artık değilim. Messi’yi, genel olarak da çekişmeli, kaliteli futbolu tutuyorum ben. Taraftarlık da rasyonaliteyi çöpe göndermeyi zorunlu kılıyor. Aslında bu hayata renk katabilen bir şey olabilir ama gerektiği kadar irrasyonel bir insansanız buna gerek kalmaz.

*Mekanlarda oturmanın…

Bir mekanda oturacaksam o etkinliğin nokta atışı bir etkinlik olmasını arzu ediyorum. Gerçekten sohbet etmekten keyif alacağım biriyle, verdiğim paranın hakkını verecek yiyecek, içecekler sunan yerlerde oturmayı severim. Verdiğim paranın hakkını verecek olan yiyecek, içecek sunan bir mekanda, yalnız oturmayı da severim. Ama TR’deki hizmet sektörü bir bütün olarak çok kötü ve sinir bozucu.

*Öğretmenliğin…

Bir daha dünyaya gelsem ihaleye fesat karıştırmaktan başka bir şey yapmam. Ama aynı maaş skalasında bir işte çalışmaya mecbursam öğretmenlikten başka da bir iş yapmam. Çok yatıyoruz çünkü. Oh mis! Bunu şerefimizle kabul edelim. Alex’in FB oyunculuğuna baktığı gibi öğretmenliğe bakarım yani işimi yaparım ama onun büyük bir hayranı olmam. İdealizm falan ?

*Baharın…

Baharları herkes gibi severim ama BBH olmadığımız şeyleri yazdığımız için onu buraya aldım. Yazın büyük bir hayranıyım. Kışı…

*İnsanın…

Evet, bu madde çok önemli. İnsanın hayranı bol. Dinlere inananlar onu eşrefi mahlukat sayıyor, solcular onun çok yüce şeyler başaracağına inanıyor. İkisine de karşıyım ben. Milyarlarca yıllık evrende kıytırık bir ayrıntı. Ayrıca beyni çok geliştiği için ve dolayısıyla empati duygusuna sahip olduğu için doğaya, diğer canlılara yaptığı kötülükten de sorumlu. Evrimsel var oluş hikayesinde entrikacılığın büyük bir önemi var. Yani entrikacılık genlerine işli. Bu yüzden allah belasını versin de onu abartmak olur… Her türlü abartıyoruz onu zaten. Ortalama 80 yıl sonra siktir olup gideceğiz bu dünyadan. Artık genç yaşta trajik şekilde ölmek çok nadir görülen bir şey… Yaşamayı ve ölmeyi bu kadar abartmak neden?

*Facebook’un…

Uzun yazı yazma olanağını sadece burada bulabiliyorum. Instagram da bunu sağlıyor ama onun konsepti farklı. Şu yazdıklarımı Instagram’da paylaşamam. Buna rağmen buranın artık bir dayı yeri olduğu bir gerçek. Çağ dışı kaldı burası. Gelecek Twitter’ındır! Düzeltiyorum, simple present tense Twitter ve Instagram’ındır. Geleceğin kimin olduğunu bilemeyiz.

*Muğlamanın…

Yemesi zahmetli olan şeyleri yemekten keyif almam. Tekrar ediyorum büyük bir hayranı değilim. Yemediğim bir yiyecek yok. Her şeyi yerim. Bu her şeyin %99’unu da, iyi pişirilmesi/doğru sunulması koşuluyla, büyük bir zevkle yerim.  

*Bisikletin…

Düz ve insani bir coğrafyada yaşasaydım büyük bir hayranı olurdum ama Türkiye’de olmam.

*İlkay Akkaya’nın…

Yaşı ilerledikçe bence sesi bozuldu. Herkesin böyle olur zaten. Bireysel çalışmaları da o kadar iyi değil.

*Türk sanat müziğinin…

Bazı parçaları keyifle dinliyorum ama müzik konusunda hayatınızın ilk 20, 25 yılı ömrünüz boyunca peşinizi bırakmıyor maalesef…

*Sosyalizmin…

Fikir güzel ama bence imkansız. İnsanın genlerine işli olan entrikacılığı onu imkansız kılan en önemli şey bana göre. Ayrıca teknik olarak o kadar ilerledi ve kısa zamanda da ilerleyecek ki insanları ölümüne bir mücadeleye ikna etmek imkansız olacak. Tarihte de imkansız olmuştur zaten. Zorlamışlardır. Veya çook çook etkili bir iki erkek birey (Hitler, Cengiz Han, Lenin), onları büyülemiştir. Çok kısa süreliğine ama… Bu süre çabucak geçmiş ve bana göre insanın kaderi olan “onursuz denge” tekrar iktidara gelmiştir. Sosyalizm fikri, insanı ve hayatı yanlış okumaktır bana göre. Keşke doğru olsaydı o ayrı…

*Arkadaşlığın…

Evet, bunu da söylemeliyim. Bir kere artık bu yaştan sonra “yük arkadaşlık” kesinlikle istemiyorum. Bir gün onun ne olduğunu yazacağım. Onun dışında nokta atışı arkadaşlık olursa hayır demem ama yüzeysel arkadaşlık hayatımdan eksik olursa ve onu ararsam namerdim. Yalnızlık hobim var benim. Tavsiye ederim. Yalnızlık çok kötü bir şey değil. Hayatta insanların %90’ından daha ilgi çekici olan, cansız şeyler var…

Bu yazı Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.