FİLM TIRTTI

Dün Sivas Katliamı’nı anlatan “Carina’nın Günlüğü” adlı filmi izledim. Evet, film için bulabildiğim kelime “tırt”dır. Sinematografi, oyunculuk ve olay örgüsü Samanyolu TV dizileri seviyesindeydi. Konuya yaklaşım da (bana göre tabi) sorunluydu. Bütün eksikliklere, itirazlara, tartışmalara rağmen film desteklenmeli çünkü kötü niyetli değil. Sinema en pahalı ve hayata geçirilmesi en zor sanat dalıdır. 2000 TL maaşlı biri roman yazabilir; yoksulluk sınırında olan biri şiir yazabilir, melodi üretebilir ama sinema yapmak istiyorsanız bütün çelişkileriyle beraber 100 kişi falansınız. 400 bin TL falan para lazımdır. O yüzden Aydemir Akbaş’a peruk taktırarak Tansu Çiller rolü oynatırsınız falan…Filmden sonra asıl zihnimi meşgul eden şey şuydu: Sanatta, siyasette veya kişisel yaşamımızda gerçekleştiremeyeceğimiz işlerin altına girmeli miyiz? Karmaşık bir soru. Kuşkusuz devrimci tavır, bu soruya “evet” diye yanıt vermemizi gerektirir. Yapı bozucu şeyler, efsanevi işler hep böyle olmuştur. Ancak bir insan veya insan topluluğu, herkesi de kendisine güldürmemelidir. İşin gerçeği, tarihte böyle bir örnek yoktur. Tarih, limitlerini göremeyen Bonapart’lar çöplüğüdür.

Bu yazı Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.