Rus Pele

Bu köşemizde Pele’yi birçok kez andık. Kendisinin futbol yeteneğinden bahsettik. Bir “g*t kılı” olduğu için kendisine “çakmakta” tereddüt etmedik. Kitleler üzerinde en çok etki bırakmış futbolcu olduğunu düşündüğümüzü yazdık. Bu yüzden, kısa kariyerine rağmen, 50’li yıllarda Sovyetler Birliği’nde efsaneleşen Eduard Streltsov adlı futbolcu için “Rus Pele” diyorlardı.
1937 doğumlu Rus Pele’nin annesi bir engelliydi, babası da kalp rahatsızlığı çekiyordu. Ayrıca faşizme karşı savaşmıştı. Ancak savaştan sonra Kiev’de kalıp ailesinin yanına yani Moskova’ya dönmemiştir. Anti-komünizm, bu sebeplerden dolayı Streltsov’un “boyun eğmez”, asi bir insan olduğunu söylüyor.
Anti-komünizmin Streltsov’la ilgilenmesinin sebebi nedir? Afrika, Asya, Avustralya halklarının kanına bandırılmış sterlinlerle çekilen belgesellerde kendisine neden yer verilir? Çünkü Streltsov kariyerinin zirvesindeyken, 21 yaşındayken Sibirya’daki “ünlü” Gulag Çalışma Kampı’na yollanmıştır.
Dediklerine göre “totaliter”, baskıcı, özgürlük düşmanı, gri, tek tipleştirici (sayarken yorulduk) komünist rejim, Streltsov’un Elvis Presley tarzı saçından ürkmüş. Popülerliğiyle işçileri isyan ettirip rejimi tehlikeye atmasından endişe etmiş ve ona bir kumpas kurmuş. Yani Sovyet yetkililer demişler ki “Nemize lazım! Demokrasi memokrasi arayışına ilham verir de başımıza bela alırız.” Ayrıca bir partide, Politbüro üyesi Yekaterina Furtseva, kendisine kızıyla evlenmesini teklif etmiş. “Boyun eğmez” Rus Pele de “o maymunla evleneceğime, kendimi asarım” demiş. Bu olay da SBKP Genel Sekreteri Hruşçov’un hoşuna gitmemiş ve Rus Pele’ye kumpas yapılmasını emretmiş.     
O kumpas da Rus Pele’nin bir genç kadına tecavüz iddiasıyla tutuklanması. Gerçi kendisi itiraf etmiş. İşkenceyle veya 1958 Dünya Kupası’na katılmasına izin verilmesi rüşvetiyle kandırılarak bu itirafın alındığı yazılıyor. Bunun gibi, bir dolu anı kitabında etti-etmedi anlamına gelen bilgi mevcut.
Şimdi sadede gelelim. Reel sosyalizm deneyimleriyle ilgili bir sürü şey söylüyorlar. Ne yapacağız? Böyle, bir sürü anı kitabı, demeç, mahvetme hikâyesi vardır. Burada oldukça uyanık olmak zorundayız. Komplo teorisi geliştirmiyoruz veya siyasi gerilim romanı yazmıyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki yıllık milyarlarca dolar bütçesi olan uluslar arası bir Anti-komünizm şebekesi (Rambo) vardır. Rambo, anı kitaplarına sponsor olur. Belgeseller, kurmaca filmler çektirir. Reel sosyalizm vatandaşlarıyla röportajlar yapar.   
Rambo’yla sadece mücadele edilir, başka bir şey yapılmaz. Rambo’nun söylemleri “komünizmi eleştirmek” adına ciyaklanmamalı. Tali meseleler üzerine yoğunlaşıp komünizmle ilgili bir yargıya varmak yerine, tablonun bütününe bakmalı. Komünistlerin ne amaçladıklarını vurgulamadan, nasıl bir dünya hayal ettiklerini belirtmeden, kapitalizmin yanına bile yaklaşamadığı kazanımlarını göstermeden, onların yaptıkları hataları Rambo’nun ağzından tekrarlamak siyaseten intihar etmek demektir.

Komünistler futbola ilgi duymuşlardır. Bunu yaparken doğal olarak bazı aşırılıklar, bazı hatalar yapmışlardır. Ne yapacaklardı? Sosyalizmi yaşatmak gibi dünyanın en onurlu ama en “zor” işine girişenler, milyonları etkileyen böyle bir olguya ilgi duymayacaklardı da ne yapacaklardı? Burada önce öze bakılmalı. Ancak bundan sonra biçime bakılabilir. Bunu yapmıyorsak Rambo’nun masasında oturuyoruz demektir. Hayatta futboldan çok daha önemli işler var!    
Bu yazı anti-komünizm, Eduard Streltsov, Futbol, Hruşçov, Komünizm, Pele, reel sosyalizm, Rus Pele, Rus Pelesi, Sovyetler Birliği, SSCB kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.