SEVERİM…

*Dünya Kupası olan yılları,
*Çay demliği içine yerleştirilen süzgeçin çıkarttığı “çıt” sesini,
*Yeni bir yönetmen keşfetmeyi,
*Kavacık’ta durakta bir milyon kişiyle otobüs beklerken; kimsenin bilmediği, boş ve olumlu bir otobüsün gelmesini,
*Tezgahtarla goygoy yapıp, onları gülümsetmeyi,
*Bir sosyalistin, her dönem ve her coğrafyanın farklı olduğunu, hayatta hiçbir şeyin kendisini aynen tekrar edemeyeceğini kavramasını,
*Kırmızı ışığa doğru giderken birden yeşil yanmasını,
*Yüz binlerce kişinin katıldığı, polisin saldırmadığı 1 Mayıs’ları,
*Bayern Münih’in ilk yarı altı atıp ikinci yarı esnaflık yapmasını,
*Woody Allen’ın oynadığı filmleri seyretmesini,
*Çayın yanında Benimo yemeyi,
*Gitarda yeni bir parça öğrenmeyi,
*Aç karınla bira içip üzerine etli bir şey yemeyi,
*Bir Messi maçı daha izlemeyi,
*Bir Atatürkçünün “ne mutlu Türküm diyene”de yanlış bir şeyler olduğunu kavramasını,
*Aşık olmayı,
*Kornettonun dibindeki çikolatayı,
*Şerefsiz olmayan bir lokanta, kafe keşfetmeyi,
*Hiç hesapta yokken bir yerden para gelmesini,
*Bir inançlı insanın “no’luyoz lan, dur bi’ dakka” demesini,
*Tarihi yerler gezmeyi,
*Türk takımlarının, köy takımlarından tıngır mıngır bir gol yeyince, adamların, ince sesleriyle “heyyyooo” diye sevinmelerini,
*Bir kimsenin, Kürt meselesiyle alakalı olarak, devlet ideolojisiyle bir hesaplaşma yaşamasını, kibri fırlatıp atmasını,
*Kuyruk yağını,
*Beşiktaş veya Trabzonspor’un iddialı olmasını,
*LC Waikiki’de satılan 9.90’lık tek renk tişörtlerin üzerine tam oturmasını,
*Nitelikli turşuları,
*Erdal Erzincan’ın gülüşünü,
*Solun, dünyada bir yerlerde seçim başarısı kazanmasını,
*Şehirler arası yolculukları,
*Radyoda yıllardır dinlemediğin ama çok sevdiğin bir parçanın çıkmasını,
*Coen Kardeşlerin başyapıt çekmelerini,
*Bir gün beklemiş kuru fasülye veya nohutu,
*Okullardaki deprem tatbikatlarını,
*Bir CHP’linin kendisini aşabileceğine inanmasını,
*Bir AKP’linin şımarıklığı elden bırakmasını,
*Aşkın Nur Yengi’nin “Nazlanma” parçasında şişe çalmasını,
*Taksim’i,
*Gürkan Candan’ın bir etkinliğe katılmasını,
*İsmet Topçu’nun ölmediğini bilmeyi,
*Tarkan’ın bir sinek ikilisi olmadığı fikrine sahip olmayı,
*Putin’in laf sokmalarını,
*Esad’ın gitmemesini,
*İbrahim Toy adlı 16 yaşındaki filozofun Facebook iletilerini,
*Annemin bir yemeği yakmamasını,
*İki ayda bir temizlik yapma ortalamasını tutturmayı,
*Bir MHP’linin kafasına saksı düşmesini,
*Bir Cemaatçinin kafasının karışmasını,
*Bir HDP’lin “Türk solu” diye bir tabir kullanmaktan vazgeçmesini,
*Neşet Ertaş mızrağını,
*Gitarı,
*Nitelikli goygoyları,
*Avea’nın çekmesini,
*11 ÜS’ün tenhalaşmasını,
*100 liranın altında gelen doğalgaz faturalarını,
*Evrimle ilgili yeni bir şey öğrenmeyi,
*Mekandan kalkmadan önce bi’ 33’lük Becks söylemeyi,
*Nitelikli bir kokoreççi keşfetmeyi,
*Sinemaya gitmeye değecek bir filmin gösterime girmesini,
*Serkan Zorel’in şiir okumasını,
*Kadir Taşdelen’e kültür gezilerini,
*Tüm gömlekleri ütülemiş olmayı,
*Evdeki mantar panoya faturaları asmayı,
*Bir köpeği sevmeyi,
*Sekterliği bırakmış olmayı,
*Biscolata Trier’i,
*Uyumayı,
*Müziği…
Severim.
Bu yazı severim kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.