SIRADIŞI BİR AŞK FİLMİ

Aşk filmlerinin zaten sıradışı olanlarıyla ilgileniyorum. Klasik romantik komedilerden bıktığımı (diskindiğimi) birçok blog yazısında dile getirmiştim.
Spike Jonze’nin 2013 tarihli “Her/Aşk” gibi sıradışı olanlarına, yaratıcılık bombardımanına tutanlarına her zaman varım.
tasteofcinema.com diye bir İnternet sitesi var. Çok iyi film listeleri yayınlıyorlar. Şöyle bir handikapları var: Çok yoğun paylaşımlarda bulunuyorlar. Günümüz çalışma koşullarında ve sosyal medya etiklerinde bu trafiği takip etmek imkansıza yakın oluyor. Taste of Cinema’yı hakkıyla takip edebilmek için neredeyse her şeyi bırakıp sadece orayı takip etmek gerekiyor. Bu yüzden günlük sosyal medya paylaşımı sayısını üç veya dört ile sınırlı tutmaya çalışıyorum ben. Neyse bu sitede geçenlerde “milenyumun en iyi aşk filmleri” diye bir liste gördüm. Orada en üstlerde görünce izlemek istedim.
SPIKE JONZE
Tanır mısınız kendisini? Peki “Being John Malkovich/John Malkoviç Olmak”ı izlediniz mi? İzlemediyseniz hemen bu yazı bittikten sonra oturup, izleyin derim. Bu büyük sanatçının dört tane filmi var. Bir tanesi animasyon ve onu izlemedim. İkinci filmi “Adaptaition” olağanüstü bir film değildi açıkçası ancak “John Malkoviç Olmak” gerçekten olağanüstü bir filmdi. Tek kelimeyle muhteşem.
Bu yönetmenin son filmini izlemek iyi olacaktı. İyi bir film olacağının garantisi yoktu ama filmin klasik bir salya sümük romantik komedi olmayacağı açıktı.
Thedore orta yaşlı bir L.A sakini. Yaptığı iş kapitalist yozlaşmanın en net gözlemlenebildiği işlerden biri. Sevdiklerine güzel mektup yazmak isteyenlerin başvurduğu şirketlerden birinde çalışıyor. Bütün gün tanımadığı insanların ağzından yine tanımadığı insanlara nameler döktürüyor. Sahte duyguların ne olduğunu çok iyi biliyor olmalı.
Bu arada Joaquin Phoenix’in çok iyi bir oyuncu olduğunu tekrar belirtelim. “Gladyatör”deki Sezar rolünden sonra üst düzey oldu şu anda bence bir Edward Norton ayarındadır.
Eşinden ayrılma aşamasında olan Theodore için duygusal ilişkiler bir acı kaynağıdır. Bir türlü dikiş tutturamadığını hisseder. Seks partneri bulan sitelerden birileriyle buluşup, samimiyet yoksunu diyaloglar yaşar. Öyle olduğunu hisseder.
Bu çetrefilli günlerde OS adlı bir bilgisayar programı alır. Theo, bu programla, kulaklık sayesinde, bütün sanal işlemlerini yapabilmektedir. Mail gönder, al, oku, fatura yatır, gazete oku falan. Yakında gelir zaten veya belki de vardır.
Bu programın bir diğer özelliği de kendisiyle diyaloğa girilebilmesi. Programın bilinç ve duygu sahibi olması. Programın açılışında, theo kadın sesini seçer. Samantha ile karşılaşması bu şekilde olur.
“Hayatının kadını” Samantha ile…
Kulağa nasıl geliyor? Bir programa aşık olmak.
Bence küçümsemeyin. Filmi izlerseniz yoğun ateşi hissedebilirsiniz.
Gerçekten oldukça yaratıcı, her şeyin yerli yerinde olduğu bir film. Yani sırıtan, rahatsız eden hiçbir şey yok diyebilirim. Zaten senaryo yazarı Charlie Kaufman. “Eternal Sunshine of the Spotless Mind/Sil Baştan”ı izlememiş olanlar beni feysten silsin lütfen…
Filmin eli yüzü düzgün mesajı da var. Zorlayan ama epeyce zorlayan kişi, kapitalizm eleştirisi de bulabilir.
Olmasa da başımızın, gözümüzün üstünde yeri var.
İzlediğim en özel filmler listesine aşağı sıralardan bir giriş yaptı “Her”.
Bu arada filmin adının Türkçe çevirisi yine her zamanki gibi tecimsel kaygıları yansıtıyor. Bu film, dünyada olup olabilecek en sıradışı aşkı işlerken isminin “aşk” olarak izleyiciye sunulması ticari kaygı değil de nedir? Hiç hoşlanmadım Türkçe isminden. Zaten bana göre filmlere başka isimler konmamalı.Duygudan çok şey götürdüğünü düşünüyorum. “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” denildiğinde hissettiğimin çeyreğini “Sil Baştan” denildiğinde hissetmiyorum. Herkesin her müziği yapmaması gerektiği gibi bir şey bu. “Concierto de Aranjuez”e Türkçe söz yazan Alpay’ı hapse atmalı bence. Merak eden kişi, film başlıklarının kelime anlamlarına rahatlıkla ulaşabilir.
Bazı ilginç aşk filmleri:
1- “Up in the Air”
2- “500 Days of Summer”
3- “Blue Valentine”
4- “Eternal Sunshine of the Spotless Mind”
5- “Kader”
6- “İklimler”
7- “Amour”
8- “Le pianist”
9- “When Harry Met Sally”
10- “The Kids are Alright”
İyi günler.
Bu yazı Aşk, her, spike jonze kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.