*Yorum yapmayınız.
*Eğer bana dönersen seni el arabasına atar, Satürn’ün halkası üzerinde koşarak tur atarım.
*Dünyadaki bütün ressamlar bir araya gelseler senden daha güzel tablo yapamazlar.
*Seni minareden atar, iner aşağıda tutarım.
*Melekler sana bakınca istifa mektubu yazıyorlar.
*Kornettonun dibindeki çikolata parçası kadar tatlısın.
*Müzikleri devreye sokacaksak, ben sana “Mihriban”ı armağan edeyim sen de bana Sezen Aksu’dan “Git Git Git…Me Dur Ne Olursun Gitme Kal Yalan Söyledim”i armağan et.
*Elektrik süpürgesinin toz haznesinde hala saçların var.
*Seni bir milyon kere öpme projemde sanırım sona yaklaştım. Güncellemem gerekiyor. İki milyon…
*Renkli Eti Puf’sun sen.
*Ay’ın yüzünü kızartıyor, Güneş’e anti-depresan aldırıyorsun.
*Hayatımın kadınısın. Sen nasıl bir kadın istersin diye sorarsalar seni gösteririm.
*Şu dört konuda kendimi çok şanslı hissediyorum: Neşet Ertaş’ı canlı izlemiş olmak, Ahmet Kaya’yı canlı izlemiş olmak, okyanusu görmüş olmak ve seninle ilgili her şey…
*Sana güzel yiyecekler tattırınca senin çıkardığın “hımmm, mımmm” melodilerini çok seviyorum. Gülşen’in “Be Adam” şarkısındaki efektlere benziyorlar.
*Ay çiçekleri bütün gün seni izliyorlar, haberin yok.
*O son bakışlar üzerine roman yazılır.
*Roman demişken, iyi bir roman okuru değilim ama seninle yaşadıklarımız bana “Wuthering Heights/Uğultulu Tepeler”i hatırlatıyor.
*İyi bir film izleyicisiyim. Seninle yaşadıklarımız bana “Eternal Sunshine of the Spotless Mind/Sil Baştan”ı hatırlatıyor.
*Senin yaptığın kıymalı börekten daha iyisini yemedim.
*Peygamber devesi olmak isterdim.
*Çok güzel dil çıkarıyorsun.
*Gülmek, yürümek, eller ve işve ile ilgili düşüncelerimi yazmıştım zaten.
*Sen konuşmaya başlayınca sanki IMDB Top 250’den birinci film başlıyormuş gibi hissediyorum.
*Bana dön, evinin önünde, gündüz gündüz havai fişek patlatırım.
*Birazcık da futboldan anlasaydın evinin önünde çadır kurar, orada yatardım herhalde.
*Goygoy potansiyelin göz kamaştırıyor.
*Baro şampi…
*Senin için Bolşoy Balesi’ni Sarıgazi festival alanına getirtirim.
*Bu yazıda erotizmden bahsetmeyeceğiz. Zaten bahsetsek RTÜK, Facebook’u kapatır ama şunu söylemeden geçemeyeceğim, bırak senin yanında olmayı, sana dokunmayı; Whatsapp’ta “Bağlanıyor” ifadesini görünce bile sıcaklıyorum ben.
*En sevdiğim özelliklerinden biri, benim üretimlerimle yakından ilgilenmen. Marketten aldıklarımla bile ilgileniyorsun ve bu, beni mutlu ediyor.
*Seni kıskanıyorum demek ki seni seviyorum. Göstergem budur.
*Bir insanı en iyi annesinin ve babasının tanıyabileceği düşüncesine katılmıyorum. Sevdiği, en iyi tanıyabilir bir insanı. Çünkü sevdiği kişi, bir insanın en doğal tepkisini de en ilkel yanını da görebilir, en potansiyelli halini de en maskesiz halini de yaşayabilir. İnsan, ebeveynlerine esnaflık yapabilir kolaylıkla ve sıklıkla. Bu anlamda sensin.
*Konum atma eylemi normalde krizler çıkarır ama bizde tarihsel sürprizlere vesile oldu.
*Beni affetmek suretiyle göstermiş olduğunuz…
*Senden bir çocuğum olsaydı, onu senden daha çok sevmezdim.
*Çok dağınıksın.
*Ama düzenli ve kirli biri olmaktansa senin gibi dağınık ama temiz biri olmak isterdim.
*Hayatımda ilk ve son defa, ancak senin yanında, Mezdeke oynadım. Normalde altı senede bir halay çekerim ben.
*Seninle bir yere gitmek, bir etkinlik planlamak kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibi bir şey (90’lı yıllar Magnum reklamı.)
*Uzaylı olmadığına emin misin?
*Sen çok güzel aşık oluyorsun. Street Fighter’da Ken’in attığı ateş topu gibi bir şey oluyorsun.
*Huysuz ve tatlı kadın.
*Bu yazının 14 Şubat’a denk gelmesi tamamen tesadüf. Özel günlerde dünyanın en kötüsüyüm derken aslında esnaflık yapıyordum. Beni motive eden bir insan varsa özel gün sürprizinin allahını yaparım ama her sene yapamam.
*Senin orada, bir yerlerde olduğunu bilmek, nefes aldığını bilmek, beni sevmiş olduğunu bilmek çok güzel demeyeceğim. Bana dönmediğin zaman bunlar benim için mutluluk, teselli kaynağı olamaz.
*Senin için şiir bile yazarım. Tiyatro oyunu bile yazarım.
*Bence romanı yazıyorum şu anda zaten.
*İbrahim Toy şunu çok iyi bilsin ki burada yazılanlar içten gelmeyerek yazılan şeyler değil. Zaten içten gelmiyorsa nasıl böyle şeyler yazılabilir ki?
*Bence insanların karakterleri; yüzlerine, gözlerine, gülüşlerine ve ses tonlarına yansır. Senin karakterini yerim.
*Etrafta o kadar çok kâğıttan karakter var ki sen, bunun tam tersi neyse osun.
*Yorum yapmayınız.