“Bizim köylülerin” gıllor dedikleri bu yiyeceğe tapıyorum.
Bizim köylüler, açıkça ifade etmek gerekirse bilime, sanata, kültüre önemli bir katkı sunmamışlardır bugüne kadar. Fiat’ın ürettiği Doblo tipi araçların %78’ini satın almış olmaları veya birisinin “kimin oğlu olduğuyla” ölümüne ilgilenmeleri bu dediğimi geçersiz kılmıyor. Gılloru hala yaşatan bir topluluk olmak kültüre hizmet etmekse eğer, evet kabul ediyorum kültüre hizmet ediyorlar…
Gıllor dedik, bu yiyeceğin çeşitli bölgelerde çeşitli adları var. Kömbe, lokma, kete gibi türevleri mevcuttur.
Oldukça basit bir içeriği vardır: Un, margarin, tuz ve su…Bunlar karıştırılır ve fırında pişirilir. Kimileri arayışçılık adına az miktarda süt veya yumurta da koyar ama temel elemanlar değişmez.
Ağır ve kalori değeri yüksek bir yiyecektir.
Fakat dediğim gibi ona tapıyorum…Çayın yanında mükemmel gidiyor.
Cemevlerinde Perşembe akşamları olan ibadetten sonra insanlara dağıtıldığı da olur.
Bir anımı paylaşayım: Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nde İngilizce kursu veriyordum (Not: Bütün kurslar sönümlenmek üzere açılır.) Saat sekizde kursumuz bitiyordu. Orada öylece duruyordu gıllorlar. Fakat insanların onu yemesi için dedenin ona bir takım dini hareketler yapması gerekiyormuş. Üflemek, kutsamak tarzı bir şey. 22.30’da bitecek olan cem törenini beklemeye hiç niyetim yoktu zira bütün kutsal ritüelleri saçma/mantıksız bulurum. Görevliye bir rica, minnet; amacıma ulaşıyordum. Gılloru üflenmeden yemek de bir takım aforizma mekanizmalarını devreye sokuyormuş ama önemli değil.
Parayla bulsam alırım.
Isdırırım, yalarım (tekrar edelim, tıpkı diğer bir sürü saçma şey gibi, AKP kitlesinin ‘ısdırırım, yalarım’dan da haberleri yok. Bu espriyi birisine yaparsanız muhtemelen bön bön bakacaktır ve sizi büyük davayı kesmek uğruna bir araya gelmiş PKK, PYD, DHPK-C, FETÖ, CHP, HDP, MFÖ, CIA, DİA, A101, ESED, DAEŞ, ABD, BM, AB, TC, ABC, XYZ, TİKKO, MLKP, 123, 789, %&#, 🙂 , 🙁 , ÇBS, DYO gibi terör örgütlerinin bir mensubu sanacaktır.)
İyi günler.