HITCHCOCK’UN ÇEKMEDİĞİ HITCHCOCK FİLMLERİNE BİR ÖRNEK

Evet, sinema ile ilgili platformlarda (site, dergi, sayfa vb.) böyle bir kategori vardır.
Hitchcock’un çekmediği Hitchcock filmleri. Hitchcock, kimine göre bir dahi kimine göre bir teknisyen kimine göre bir esnaftır ama çok etkili olduğu bir gerçektir. Hitchcock tarzı diye bir şey de kesinlikle vardır. Hatta sinemada ilk tarz sahibi yönetmenlerden biridir diyebiliriz.
“Master of suspense” denir kendisine yani şüphenin efendisi. Buradaki şüpheye büyük bir merak duygusu da eklenir. Beş dakika sonra ne olacağını ölümüne merak edersiniz Hitchcock filmlerinde. Bu arada Hitchcock yazmak çok zahmetli, yazının bundan sonraki bölümünde kendisini küçük harflerle “mr.h” diye anacağım.
O yüzden mr.h filmleri ancak bir kere izlenebilir. Elbette birden fazla izlenebilir, bunun için kimse sizi mahkemeye vermez ama bir mr.h filmini ilk izlediğinizde aldığınız tadı bir daha alamazsınız. Zaten filmin en büyük üstünlüğü suspense’tir (yusuf yusufla karışık şüpheli beklenti). Hani derler ya “bildikçe acılarım artıyor” işte mr.h filmleri öyle bir şeydir.
Korku ve merak türümüzün yüz binlerce yıl boyunca en yoğun hissettiği duygular olsa gerek. Mr. h bunlara oynayarak “iyi yere dükkan açmıştır”. Ondan açıkça da gizli bir şekilde de etkilenen çok olmuştur. Bunların en önemlisi, bunu açık yüreklilikle kabul eden Brian De Palma’dır.
Rob Reiner’ın da böyle bir filmi var. “This Is Spinal Tap”, “Stand by Me” ve meşhur “When Harry Met Sally..” adlı filmlerin yönetmeni. Bir Stephen King romanından bir mr.h filmi çekmiş Rob Reiner.
Bu tarzın alıcısıysanız kafa dağıtmak için bire bir derim ama bir başyapıt olmadığını ve bu filmi izledikten üç gün filmi unutacağınızı belirtmek istiyorum. Untumayacağınız bir Rob Reiner filmi arıyorsanız WHMS’yi izleyiniz. Arkadaşlar sevgili olabilirler mi? Bu konuda yapılmış en ilginç filmlerden.
Bir yazar seri bir şekilde aşk romanları yazar. Romandaki baş karakterin adı Misery’dir. İronik bir isim yani ızdırap demek. Yazar hayatı boyunca aynı piyasa işi romanı yazmıştır ve artık farklı bir şeyler yapmak istemektedir. Bunun için sadık okuyucular için bir sürpriz planlamaktadır. Misery için bir “iyilik” düşünmektedir. Sadık okuyucular dedik. Hemşire Annie Wilkis’i nasıl tarif etmeli? Sinemanın gördüğü en psikopat karakterlerden biri olduğu iddia ediliyor. Kendi adıma en psikopat karakter “Audition/Ölüm Provası” adlı filmdeki Yamazaki adlı Japon kızdır bu karakter. Düşündükçe tırstım şimdi…En’lerden biri işte.
Annie Wilkis’in yazara olan takıntısı nelere sebep oluyor nelere? Klostrofobinin başarılı bir örneği sergileniyor filmde. Aydınlık be ferah bir mekanın da klostrofobi etkisi yaratabileceğini görüyoruz. Roman Polanski’nin “Le locataire/Kiracı” adlı filminde klostrofobinin şahı değil şahbazı var bu arada, meraklısı için.
Böyle bir film. Yazmış olmak için yazdım.
Top 11 mr.h nin çekmediği mr. h filmi:
1- Dressed to Kill
2- Psycho 2
3- Disturbia
4- Blow Out
5- Death and the Maiden
6- Basic Instinct
7- The Driver
8- Body Heat
9- U-Turn
10- Marathon Man
11- Play Misty for Me
Bu yazı Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.