Hep en seksi kadınlardan bahsettim biraz da karizmatik bulduğum erkeklerden bahsetmek istiyorum. Aslında bu yazının fikir babası ben değilim. Kendisi isminin gizli tutulmasını istiyor. O yüzden bu sır, ben ve o iki kişiyle beraber mezara kadar gidecek. Merhaba dostlarım! Nasılsınız?
Elbette benim de bir yakışıklılık anlayışım var ama listedeki insanlar değerlendirildiğinde, bu insanların çok azı yakışıklı olarak anılan insanlar. Benim burada hayranlık ölçütüm işlerini iyi yapmaları ve yaşama katkıda bulunmaları. Alfabetik liste aşağıda.
1- Abbas Kiarostami.
Sinema yeteneğini edecek laf yok zaten de Kiarostami’de beni etkileyen şey müthiş bir hümanizm duygusuna sahip olması. O zor şartlarda o evrensel mesajlı filmleri çekebilmesi. Yaratıcılığına da hayran olmamak elde değil. Bir de İran’da rejim değişince kaçmak yerine ülkesinde kalmayı ve sinema mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdürmesi takdire şayan.
2- Al Pacino.
Listemdeki tek oyuncu Al Pacino. Birçok ankette tüm zamanların en iyi oyuncusu çıkmıştır. Bu ünvanı bazı anketlerde De Niro’ya kaptırdığı olmuştur. O konuda yorum yapmayacağım ama hangisinin daha karizmatik olduğu konusunda benim seçimim bu yönde. En karizmatik göründüğü film bence “Carlito’s Way/Carlito’nun Yolu”dur.
3- Cem Karaca.
Çok büyük bir sanatçı. Yüce bir ses. 12 Eylül öncesinin etkileyici solcusu Cem Karaca 90lı yıllarda döneklikle suçlandı. Türkiye’ye dönebilmek için Turgut Özal’ın elini öptüğü söylenir.”Döndümse Vatanıma Döndüm” adlı kitapta bu iddiayı reddeder ama eski kimliğiyle uyuşmayan insanlarla dostluklar kurmuştur. Ürettiği muhteşem müzik bu toprakların en iyilerindendir bana göre. Son zamanlardaki fetiş şarkım kendisine ait.
4- Ernesto Che Guavara.
Şu gördüğünüz resimin dünyada en çok bilinen resim olmak gibi bir ünvanı var. Bu yüzden de Che imajı neredeyse bir pop ikonuna dönüşmüş durumda. Vicdan sahibi insanlar bu durumdan rahatsız, çünkü Arjantinli doktor Ernesto Che Guevara hayatını insanlığın kurtuluşuna adadı. O, poster veya dövme basitliğine indirgenecek bir hayat yaşamadı. Kendisine saygım ve sevgim sonsuz. Mart ayında Ankara’da katıldığımız Sağlıkta Dönüşüme Hayır mitinginde birileri onun posterini açmıştı. Sağlık bakanı da biz onun izinde değiliz demişti. Yakında marketlerde ilaçlar satılmaya başlandığında kimlerin izinde olduklarını çok iyi anlayacağız. Onu anlatan bir şarkı vardır. Bana göre en iyi Hasta Siempre yorumu Soledad Bravo’ya aittir.
5- Hasan Genç.
Gitar kurusuna yazıldım ama aslında yaklaşık 15 yıldır bir bağlama performansçısıyım. Çok iyi çalanlar gördüm ama Konya’lı müzisyen Hasan Genç kadar bu enstrümana hakim birisini görmedim. Bu seviyeye gelmek için harcadığı emeği tahmin bile edemezsiniz. Aslında İsmet Topçu da bağlamaya hakimiyet açısından inanılmazdır ama kendisinin bazı keyif verici maddeler kullandığı için deneyselliği abarttığı konuşulur. Çok mütevazi biri olduğunu da eminim. Yürüyen karizma budur işte. Benim normalde, şu aşağıdaki videoda dikkatimi ortadaki kel adama vermem lazım. Çünkü kendisi bize üniversitedeyken bağlama dersleri veriyordu ve o zamanlar benim idolümdü. Ama 1.37’de başlayan Hasan’ın solosu özellikle 2.20’lere doğru öyle bir hal alıyor ki beni büyülüyor ve eminim oradaki müzisyenler hadi kalkın gidelim demişlerdir.
6- Jimmy Page.
Led Zeppelin grubunun gitaristi Jimmy Page de uçan karizma olsa gerek. Bunu sadece sahnedeki etkileyici fotoğrafı için söylemiyorum. Müzisyenliği için de alkışı fazlasıyla hak ediyor. Bugün gelmiş geçmiş en iyi gitaristlerden biri kabul edilir ve gerek tavırlarıyla gerekse de müziğiyle etkilediği çok gitarist vardır. Şaka gibi. Bu arada son zamanlarda kulağımı tırmalıyan klişe kullanım da bu şaka gibi, şaka mısınız lan siz kullanımı.
7- Kazım Koyuncu.
Hayatımda bir kere müzik markete dalıp da şu çalan adamın albümünü bana verin dedim. O kişi de Kazım Koyuncu’ydu. Öldüğüne hala çok üzülüyorum. Bu topluma vereceği, öğreteceği daha çook şey vardı. O da Hopa’lı teröristlerden biriydi.
8- Lionel Messi.
Bir iki yazıda beni ne kadar büyülediğini yazdım. Kendimi tekrar etmeyeyim en iyisi. Uzun saçın kendisine hiç yakışmadığını düşünüyorum. Orta karar uzunlukta bir saç ve kirli sakalla bayağı çekici bir erkek gibi duruyor Messi. Barcelona’nın maçları başladığında hayat duruyor resmen benim için. Bundan 15-20 sene sonra insanlar bu maçları ve Messi’yi Youtube’dan izleyecek, o yüzden bence şanslı bir nesiliz.
9- Neşet Ertaş.
Aslında bir kere beni kazıkladı Neşet Ertaş. 2000 yılında Ankara’da “20 sene sonra ilk defa konser verecek ve bu onun son konseri olacak” reklamıyla bir konser verdi. Bilet fiyatı o zamanın parasıyla yedi buçuk milyondu ve bu benim için büyük bir paraydı. Gittim o konsere ama çok değil bir sene sonra ve ilerleyen tarihlerde birçok kez Ankara’ya konsere geldi Neşet Ertaş. Yine de helal olsun Neşet ustaya. Çok büyük bir sanatçı. Bence devrimci bir müziği var. Halk müziğinin yapısını bilenler bu özgünlüğü hemen fark ederler. Neşet Ertaş’a laf edene, “A Clockwork Orange/Otomatik Portakal”da Alex’e yaptıkları gibi zorla gözlerini açık tutarak klişe romantik komedi izletirim, ona göre.
10- Vedat Milor.
Bazı arkadaşlarım kendisine gıcık oluyor. Kırmızı pantolonu varmış, yemek yerken çok itici oluyormuş falan..
Ben de kendilerine: siz kıçınızın üzerinde oturup feyste video veya özlü söz paylaşırken; bu adam gitmiş kendisini geliştirmiş, 10.000 şişe şarp içmiş, parasını vererek sayısız restorana gitmiş, kitaplar yazmış, programlar yapmış dedim. Vedat Milor’ü sadece takdir edebilirsiniz başka bir şey yapamazsınız. Bir konuda yeteneklerinle beraber kendini geliştirerek dünyadaki en yetkin kişilerden biri olmak. Karizma başka nedir ki?
Güzel bir derleme. Bu listede Al Pacino, Cem Karaca, Neşet Ertaş gibi birkaç kez evlenip boşanmış isimler var, bu yüzden tüm karizmalarına rağmen evlilik kurumunu götürebilecek kişiler olduklarını düşünmüyorum. 🙂
Bir de Cem Karaca'nın el öpme mevzusundaki net gerçek onun Turgut Özal'ın değil de Semra Özal'ın elini alafranga tarzda öptüğüdür. gerçi Turgut Özal'ın elini alaturka tarzda öpse de zerre yadsınamaz. Sonuçta kendisini 8 yıla varan bir sürgünden, annesine evladına hasretinden kurtaran kişidir.
Böyle bir liste yapsam benim birincim Hitchcock olurdu sanırım. Tüm bir yaşam hem eğlenceli hem de başarılı geçerdi herhalde.
Al Pacino hiç evlenmemiştir. Neşet Ertaş'ın da çok çapkın olduğu söylenir. Bir keresinde konserde sunucu İkbal Gürpınar'a herkesin içinde aleni şekilde sarkmıştı. Son günlerin moda deyimiyle göz önünde olan insanların tek eşli kalması çok zor bana göre. Göz önünde olmayanların da öyle. Söz meclisten dışarı yakın çevremden görüyorum. Hitchcock'la evlilik kabus gibi olurdu herhalde. Adam her şeyden şüphelenirdi. Cem Karaca çok büyük bir sanatçı ama insanın bir duruşu olmalı. Bu duruş bedeller ödetebiliyor insana. Kimisi hayatıyla ödüyor bu bedeli kimisi de Cem Karaca gibi ödeyemiyor ve anne hasretine dayanamayarak TÖ gibi kişilerle ahbap oluyor. Fethullah Gülen'le ilgili demecini de yadırgadım.
Kastettiğim resmi evlilik değil. Ona bakarsan Neşet Ertaş da yanılmıyorsam bir defa evlenmişti. Ben Cem Karaca'nın duruşunu 80'lerde değil 90'ların sonunda bozduğuna inanıyorum. Fethullah Gülen'le ilgili tavırları, onun şiirlerinin okunduğu albümlerde yer almak gibi.
La ilahe iltarantino, Ritchiedün rasültarantino.
Go straight ahead, küfüfen ehad.