Mutluluk nedir? Bana mutluluğun resmini yapabilir misiniz?
Mutluluğun resmini yapmamışlar fakat yapılan bir bilimsel araştırmayla, ona ulaşmanın bazı püf noktalarını açığa çıkartmışlar. Bu araştırmaya, bugün Psiko Bilim adlı X hesabında rastladım. Uzun süredir üzerinde düşündüğüm bir mevzuydu bu. Araştırma sonuçları, mutluluğa erişmek için aşağı yukarı benim düşündüğüm şeyleri işaret ediyor.
Bunları yorumlamak istedim…
Akıllara hemen mutluluğun göreceli bir şey olup olmadığı sorusu gelecektir. Kime göredir, neye göredir! Bazı şeylerin göreceli olduğu mevzusunun, kime göre neye göre olayının bazı durumlarda maniple edildiğini düşünüyorum. O kadar görelilik iyi bir şey olmasa gerek. Kesin şeyler de var şu hayatta. Mutluluk konusunda mesela, yoksul olmak ve onun getireceği mutsuzluk göreceli bir şey olmasa gerek… Veya fiziksel olarak beğenilmemek oldukça somut bir mutsuzluk kaynağı olmalıdır.
Bahsetmemiz gereken bir şey daha vardır ki insanoğlunun her şeye alışacağına inanıyorum. Çok büyük trajedilere hariç insanoğlu her şeye alışır! Bir de “derdini sikeyim” mevzusundan bahsetmeliyiz sanırım. Bazı insanlar ortalamaya göre çok iyi koşullara sahipler ama türlü türlü sebeplerden dolayı mutsuz oluyorlar. Bu sebeplerini bir bölümü insana hadi oradan dedirtecek cinsten. Terbiyeniz müsaade ediyorsa hadi oradan yerine diğerini de söyleyebilirsiniz.
Gelelim mi şu maddelere?
Psiko Bilim hesabından öğreniyoruz:
Bir araştırmaya göre bir kişinin yaşam memnuniyetini en çok etkileyen faktörler:
*Sağlıklı olmak,
*Dış görünümünden memnun olmak,
*Kendine ayırabileceğin boş zamanın olması,
*Bir topluluğa ait olmak,
*Aileyle vakit geçirmek,
*Üst-orta sınıfta yer almak.
Bunlar arasında bir önem sırası verilmiyor. Bence en önemli şeyden başlamak istiyorum:
ÜST-ORTA SINIFTA YER ALMAK
Yani yoksul olmamak. Yaşamayan bilmez. Yoksulluk ve onun yükleyeceği mutsuzluk da yaşanmadan bilinmeyecek şeylere örnektir. Yoksul olmak ve bir ailesi olmak… Çocuklarının isteklerini yerine getirememek… Onların gelecekleriyle ilgili kaygı duymak… Yoksul çocuk olup doğru dürüst hiçbir şeye erişememek… Bunlar fenadır. O yüzden üst-orta sınıfa dahil olmak bence büyük bir mutluluk kaynağıdır. Mesela TR için bu sınıfa dahil olmak, 200 bin TL ve üzeri bir aylık gelire sahip olmak olabilir veya 250 bin… Bu kişi yılda üç, dört kere yurt dışına seyahat edebilir. Ev alabilir, araba alabilir. Güzel bir eş tarafından seçilebilir. Çocuğunu özel okula gönderebilir. Özel psikoloğa ve psikiyatra gidebilir vs. Hiç ağlamamalı ve zırlamamalıdır.
BİR TOPLULUĞA AİT OLMAK
Bu maddenin nokta atışı bir madde olduğunu düşünüyorum. Yıllardır böyle düşünüyorum zaten. Ben bu konuda istisna olanlardanım. Bir topluluğa ait olmak benim mutluluk katsayım üzerinde etki etmiyor ama kabul ediyorum ki insanların geneli böyle değildir ve bu durum insanoğlunun doğasıdır. Öyle olmasaydı küçücük siyasi partilerde, hiçbir umut belirtisi yokken, yüce ülküler uğruna vakit ve emek harcayan insanlara rastlanılmazdı. Çünkü o topluluğun üyesi olmak, o yüce topluluğun üyesi olmak kişiye kendisini iyi hissettiriyor. Öyle biri olmak hoşuna gidiyor kişinin. Bir nevi vicdanını da aklıyor kişi. Veya vicdan yargıcı önünde kendisini… Din ve milliyet aidiyetleri de böyle bir şey. Devletlerin bunlara yatırım yapmalarını anlamak zor değil. Devlet olmak isteyenler de yapmalı bunlara yatırım. Çünkü insanoğlu biz duygusu içerisine girerse kendisini daha mutlu hissediyor.
AİLEYLE VAKİT GEÇİRMEK
Makro biz kadar önemli olan bir şey de mikro biz’dir. Yani aile… Burada aile bağlarının sağlam olmasını koşulunu hatırlatmalıyız diye düşünüyorum. Çünkü aile var aile var! Bireylerin birbirlerine güvenli bir şekilde bağlandıkları, birbirlerine yanlış yapmadıkları ve sevgilerini hissettirdikleri ailelerde işler iyidir. Ama bunların terslerini düşünün ki vardır öyle aileler de, o tip ailelerde bu madde geçerli değildir. Aile yani çocuk yetiştirmek için sevgi dolu bir ortam hazırlanması da bence insanoğlunun seyri nereye giderse gitsin değişmeyecek, sadece güncellenecek şeylerden biridir. Belki ileride nikahlar, düğünler olmayacak ama çocuğun sevgi ve güven dolu bir ortamda büyümesi ihtiyacı ortadan kalkmayacak.
BOŞ VAKİT
İnsanın kendisine ayırabileceği boş vaktin olması en önemli mutluluk kaynaklarından sayılmış. Bence kesinlikle doğrudur bu ama bizim toplumumuzda gerçek nedir şüpheliyim. Çünkü bu toplumda çalışmak kutsanmıştır. Çalışmayınca canının sıkıldığına inandırılmıştır insanlar. Doğru dürüst hobileri, ilgi ve alakaları da olmadığı için gerçekten çalışmayınca sıkılır insanlar. Bu davar toplum diyeyim, ne anlar boş vakitte kendisiyle vakit geçirmekten! Önemli bir madde ama biraz ışığa tutulması lazım diye düşünüyorum.
ÖNEMLİ OLAN İÇ GÜZELLİK
Hayır, değil! Önemli olan dış güzellik. Yani dış güzelliğe sahip insanlar birçok avantaja sahip oluyorlar. Kendileri bunları değerlendirmeyebilirler, o onların akılsızlığı! Mesela iri yarı olan bir erkek çocuğunun etkisiz biri olması kendi kabahatidir. Elbette IQ da önemli ama erkek çocukların dünyasında IQ yerlerde değilse, fiziksel üstünlük belirleyici olur. Kızlar için de güzellik bir altın bileziktir. Kızlar/kadınlar neredeyse sadece güzellikleriyle önem arz ederler. Bence bu mevcut durumdur. Olması gerekendir demiyorum. Dış güzellik açısında sıkıntılı bir erkeğin kendisini çekici yapabilecek daha birçok enstrüman vardır ama böyle bir kadını, varsa parası bile kurtaramaz. Genç ve bekar bir kadının erkeklere çekici gelmiyorsa çok ciddi psikolojik sorunlar yaşayacağına inanıyorum. En alttaki %5’lik kesimden eş bulabilir ancak. Bu kadın hele hele akıllı ve okuyan bir kadınsa onun vay haline! Tarih boyunca ürememiş (yani bir erkek tarafından beğenilmemiş) kadın sayısı çok çok çok azdır. Ama erkeklerde yanlış hatırlamıyorsam oran %40larda falan… SMV diye bir kavram vardır yani Sexual Market Value – Cinsel Piyasa Değeri diye çevirebiliriz. Yani bir insan başka bir insanla sevişecekse neye bakar? Elbette tipi güzel olanlar herkesten bir adım öndedir. Ama erkekler için en az tip kadar maddi güç, statü, zeka, renkli olmak gibi şeyler de devreye girebilmektedir. Hele hele maddi güç ve statü ortalığı yıkar geçer. Ama kadınların SMV’sini belirleyen şey, %99 dış güzellikleridir. Yani tip önemlidir. Beğenilmek büyük bir mutluluk kaynağıdır.
SAĞLIKLI OLMAK
Bu maddeyle ilgili de ben bir şeyler eklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Evet, sağlık önemli. Bunu hepimiz biliyoruz. Kendisi veya ailesi sağlık sorunu yaşayanlar ciddi mutsuz oluyorlar. Bu da bir gerçek. Ancak çok ciddi sağlık sorunlarını, genç yaşta kaç kişi yaşıyor? Buna da bakmak lazım. Tıp çok ilerledi. 50, 60 sene önce büyük problem teşkil eden hastalıklar artık kolaylıkla tedavi ediliyor. Ortalama insan ömrü tarihin en iyi seviyesinde. Daha da ileriye gidecek bir durumu kalmadı neredeyse. Yeni doğanlar için “tüm dünyada” beklenen 80 yıllık bir ortalama ömürden daha iyisi nedir, kaçtır? Ailesinde veya kendisinde genç yaşlarda ciddi sağlık sorunları olanları rencide etmek istemem ama şu bahsettiğim genç-yaşta-çok-ciddi-sağlık-sorunları artık istisna oldu… Nezleyi, gribi oluruz, sıkıntı yok. Bazen kolumuzu bacağımızı da kırarız. Endoskopi, kolonoskopi yaptırırız vs. Bunlar için önemli olanın sağlık olduğunu söylemek bence totolojidir.
HAYATA ANLAM YÜKLEMEK
Bu maddeyi ben ekliyorum. Hayata büyük bir anlam yüklemek, hayatta yüce bir amacı olduğuna inanmak da bence mutluluğu pekiştiren şeyler. Ben böyle düşünmüyorum. Tesadüf eseri dünyaya geldik, yaşıyoruz ve sonunda siktir olup gideceğiz. Ünlü ve önemli biri değilsek bizi 5 sene sonra kimse hatırlamayacak. Ünlü ve önemli olsak bile ne yazar! Biz öldükten sonra birileri bizi yapıp ettiklerimizle, yazıp çizdiklerimizle hatırlasa ne olur hatırlamasa ne olur! Hayatın büyük bir anlamı yok. Bu büyük anlamı bulanlar evet daha mutlu olabilirler. Bu büyük anlamı arayıp da bulamayanlar, olmadığına inanmaktan ziyade bulamadıkları için mutsuz oluyorlar. Bence yanlış yapıyorlar.
İmza: Mülayim REST