Rakibimizi tanıyalım 2

İki hafta süren bu serimizin birinci bölümünde Galatasaray’la eşleşen Real Madrid takımının faşizm köklerini incelemeye çalışmıştık. Şimdi de Fenerbahçe’nin rakibi S.S. Lazio takımının faşizm ile olan ilişkisini anlatmaya çalışacağız.
Önce isim ve armadan başlayalım. “S.S.” sınırlı-sorumlu anlamına gelmiyor. “Societa Sportiva” kelimelerinin ilk harfleri ama herkesin aklına Hitler’in paramiliter örgütü SS (Schutzstaffel) geliyor. Ayrıca Lazio’nun armasındaki kartal da kafaları karıştırıyor. Kesin olarak bir şey anlamına gelmeyen bu verilere elimiz mahkûm değil. Zira Lazio takımı ve taraftarı “ben faşistim” diye bağırıyor ve bu konuda arayana fazlasıyla somut veri sunuyor.
Takımın tarihine baktığımızda, Real Madrid gibi ayan beyan bir faşizm yardakçılığı görülmez. Mussolini’nin Lazio’yu desteklediği bilinir ama Franco’nun yaptığı gibi, takımı direkt olarak bir faşizm aracı olarak kullandığını söyleyemeyiz. Bu sonuçta, kendisinin 1945 yılında gebermesinin yani Franco kadar iktidarda kalamamasının rol oynadığını düşünüyoruz. Mussolini 60ları, 70leri görebilseydi halkı uyutmak için 3F formülüne başvurmaktan çekinmezdi ve Lazio kartalını da her türlü pisliği yaparak kanatlandırmaktan geri durmazdı diye düşünüyoruz.
Tribünlere baktığımızdaysa, Lazio taraftarının sıklıkla Mussolini posteri ve Nazi bayrakları açtığını görürüz. Onlar için sıradan şeylerdir bunlar. Yugoslavya’nın dağılması sürecinde insanlık dışı katliamlara imza atan Tiger Arkan adlı bir faşist vardır. Lazio taraftarının, onun itibarının iadesini istediklerine dair açtıkları pankart vardır. Bu pankart, Google görsellerde bir tık uzağınızdadır.
Lazio’nun bazı tetikçi sembol futbolcuları olmuştur. Bu arada Perşembe günü sahada olan siyahî Onazi’nin Lazio’da forma giymiş birkaç siyahî futbolcudan biri olduğunu da hatırlatalım. Tetikçilere dönersek, Sırp Sinisa Mihajlovic bunlardan biridir. Sahada her türlü zibidiliği yapmıştır. Özellikle siyahî oyunculara sataşmalarıyla bilinir. Bir de açıkça Milosevic’e olan bağlılığını deklare etmiştir. Tiger Arkan’ın ölümünün ardından yaslar tuttuğu da bilinmektedir.
Bir diğer tetikçi sembol isim de İtalyan Di Canio’dur. Di Canio’nun verdiği Nazi selamları da bir tık uzağınızdadır. Di Canio’nun kolunda bir dövme vardır. Latince “DUX” yazar kolunda. Önder anlamına gelen bu kelime, Mussolini’ye atfedilir. Di Canio, onun yanlış anlaşıldığını beyan etmiştir! “Hele sorun bi, niye yaptı?” der yani. Kendisinin nohut kadar bir beyne sahip olduğuna eminiz ama bir beyanatı ilginç: “Ben ırkçı değil faşistim” diyor. Son yıllarda ülkemizde ve dünyanın diğer “gelişmiş” kapitalist ülkelerinde yaşanılanlara bakınca, faşizmin illa da ırkçılıkla içkin olmak zorunda olmadığını bize hatırlatıyor.
Son söz niyetine: Faşizm, bazı karanlık ruhlu kişilerin diğer bazı insanlardan nefret etmesinden ve onları dövmesinden veya öldürmesinden öte bir şeydir. Kabul edilmeli ki faşizme alet olanların psikolojileri normal değildir ancak faşizm, psikolojik bir arızadan ziyade; özel mülkiyetin, kendi bekası için gerektiğinde devreye koyduğu bir B planıdır. Özel mülkiyet, ikna etme (kandırma) yöntemi yerine zor kullanmayı seçerse, işte ona faşizm denir. Endüstriyel futbol da faşizmin önemli antrenman sahalarından birisidir.  
Bu yazı Adolf Hitler, ben ırkçı değil faşistim, endüstriyel futbol, faşizm, Franco, Futbol, Mussolini, Nazizm, özel mülkiyet, Paolo Di Canio, Real Madrid, Sinisa Mihajlovic, SS Lazio, Tiger Arkan, Yugoslavya kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.