“Süt” (2008) 2. bölüm

1. bölümde Süt‘ü (Semih Kaplanoğlu, 2008) nasıl izleyemediğimden girip çok farklı yerlerden çıkmıştım. Yusuf üçlemesinin ikinci halkasını nihayet izleyebildim. Baştan bir şey söyleyeyim nasıl bir film olduğunu anlarsınız: yaklaşık son 35 dakikada diyalog yok!!! Bu filmin altyazı dosyası notepad programında iki-üç sayfa falandır en fazla. Ve evet, evet…Ben sanat filmlerine bayılıyorum. 1. bölümde Recep İvedik‘e (Togan Gökbakar, 2008) güldüğümü söylemiştim, ikincisine de güldüm, hatta yarıldım; ancak iyi bir sanat filmine, hele de modern insanın kıvrandığı iletişimsizlik temalı iyi bir sanat filmine asla hayır diyemem. Süt de bu türün (bu bir tür mü?) iyi bir örneği. Uzak‘ın (Nuri Bilge Ceylan, 2002) gerisinde olmakla birlikte, Yavuz Özkan filmlerinin fersah fersah ilerisinde. Bu türe gıcık olup da yanlışlıkla bu filme gidenler, filmin sonunda nasıl bayılmışlardır acaba? “Aabi, hiçbi (bilinçli bitişik yazılmıştır) şey olmuyo, çocuk gidiyo, dolaşıyo, geliyo, filim bitiyo. Gitmeyin, paranıza yazık, ha sote ortam ararım ben abijiim dersen git!” gibi yorumlar gelmiştir eminim. Üçüncü halkayı merakla bekliyorum.

Bu yazı Film, Milenyum, nuri bilge ceylan, Semih Kaplanoğlu, Süt, Yusuf Üçlemesi kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.