Twitter’la İlgili Düşüncelerim

Tayyip Erdoğan Twitter ve başka SM araçlarını kapatmayı düşündüklerini söyledi veya ona benzer bir şey… Ben bunu pek mümkün görmüyorum ama yine de olmaz olmaz diyorum.

Yaklaşık bir senedir Twitter kullanıyorum. Aslında Ağustos 2009’da üye olmuşum ama geçen sene aktif olarak kullanmaya başladım. 100 tane falan reel takipçim var. Bunları Baransel Ağca’nın listesinden buldum. Yaptığım anketlere 20 kişi falan katılıyor. Facebook’taki popülaritenin çeyreğine bile sahip değilim ve sanırım hiçbir zaman da olamayacağım. Gözlemlerim ve düşüncelerime başlayayım…

*Twitter bir terör örgütüdür.

*Twitter’da olmak şarttır! Bütün önemli insanların önemli açıklamaları oradadır.

*SM kullanıcı sayılarına baktığımızda aslında Twitter’ın diğerlerine nazaran daha az kullanıcıya sahip olduğunu görüyoruz ama Twitter bir nevi resmi duyuru kanalı gibi bir şey olmuştur. Facebook 2,5 milyar kullanıcıya sahiptir. Instagram yeni bir milyarı geçmiştir. Yükselen yıldız TikTok 800 milyonu bulmuştur. Ben bile indirdim, halkı gözlemlemek için. Twitter ise sadece 340 milyon kullanıcıya sahiptir.

*Twitter’ı kullananların daha okumuş, yazmış insanlar oldukları düşünülür. Bu kısmen doğrudur. Leş kesim Twitter’da yoktur diyemeyiz ama… Bayağı fazladırlar ve etkin bir şekilde orayı kullanmaktadırlar.

*Facebook ayrı bir şeydir. İlk fenomen SM aracıdır. O kadar yaygın ve köklüdür ki yıkılıp, gitmesi çok zordur. Evet, Facebook bir “dayı yeri” olmuştur artık. Yetişkinliğe yeni adım atan insanlar pek Facebook hesabına bulaşmamaktadırlar. Bunlar genelde bomboş insanlardır yalnız. Dayıların, teyzelerin saçma Facebook alışkanlıklarını savunmuyoruz ama bu genç kitlenin de davar gibi, sığır gibi yaşayan ve de düşünen insanlar olduklarını da söylemeden geçemeyeceğiz. Bu insanları daha çok Instagram’da veya TikTok’ta piyasa yapmak ilgilendiriyor.

*Her SM aracı sınırlı sayıda amaca hizmet ediyor. Örneğin Instagram göze hitap etmek ve mutluluk numarası yapmak için var. Twitter hızlıca ve kısa yoldan bir şeyleri iletmek üzere kurgulanmış. TikTok leş geyik muhabbeti yapmak ve piyasa yükseltmek için kurgulanmış. Aslında Facebook her amaca hizmet edebilecek şekilde kurgulanmış. Uzunca bir süre de öyleydi zaten fakat akıllı birileri sınırlı sayıda, başka amaçlara hizmet eden araçlar geliştirdiler.

*Facebook’un sağladığı uzun yazı yazma, fotoğraf veya video albümü sunma, bir temaya yönelik sayfa veya grup oluşturma gibi olanakları hiçbiri sağlayamıyor. Çünkü Facebook çok köklü, çok zengin ama belli olmaz. Ani bir şekilde tarih sahnesinden silinebilir. Mesıncır vardı mesıncır! Aysikü! mIRC falan… Facebook da bunlar gibi tarih olabiliri. Belki aniden olmaz şimdi abartmayalım da zaman geçtikçe Facebook kullanıcıları birer birer öldükçe, yeni nesil de ona yüz vermedikçe zamanla yok olabilir.

*Dönelim Twitter’a. Twitter’da benim gördüğüm en önemli özellik orada ar duygusunun olmamasıdır. Birçok insanın kendi ismini kullanmamasından da dolayı, sanki orada herkes her cümleyi sarf edebilir gibi bir durum var. Ediyorlar da zaten. Facebook’ta listende akraba, eş, dost falan olduğundan dolayı kendini frenliyorsun (Utku Kayan frenlemiyor) ama orada böyle bir şey olmadığı için atış serbest.

*Atış serbest olunca insanın içindeki en gelişmemiş, en vahşi, en ırkçı/cinsiyetçi/faşist, en ahmak yanlar ortaya çıkıyor. Bu yanlar Facebook’ta gazete yorumlarında da karşımıza çıkıyor. Oralarda da tanıyan eden olmadığı için insanlar çirkinleşiyorlar. Veya yüzlerindeki maskeleri çıkartıyorlar diyelim. İnsanlar çirkindir. Allah insanların belasını versin.

*Haber alma açısından diğerlerine büyük bir üstünlüğü vardır Twitter’ın. Önemli haberler çok hızlı bir şekilde insanlara ulaştırılır. Zaten gazeteyi bitiren de bu olmuştur. Gazetede siz haberi okuduğunuzda aslında onunla ilgili her şey tüketilmiş oluyor Twitter’da. Yakında gazeteler sadece Ümit Cingöz için çıkmaya başlayacaklar zaten.

*Twitter’ın büyük bir etki alanı vardır. Mesela bizim yeni eve internet bir türlü bağlanmamıştı. Karım firmayı etiketleyerek bir şeyler yazdı. Bir gün sonra firma bizimle iletişime geçip, kısa sürede de interneti binaya getirdi. Twitter’da gösterilen tepkilerin karşılık bulması diğerlerine göre daha mümkün. Change org’dan bir şey elde eden var mıdır bilemiyorum ama Twitter’dan kazanımlar elde eden, seslerini duyuran çok oluyor.

*Twitter’da fenomen değilsen veya ünlü biri değilsen bir şeyler yazmana çok da gerek yok. Kimsenin umurunda olmuyor pek. Bir şeyler yazarak kullanılan bir yer orası. Facebook gibi sadece bakabilirsin de elbette ama bir şeyler yazacaksan iyi kötü bir etki alanın olmalı.

*İnsanları rezil eden, teşhir eden hesaplar da epeyce var. Düğün Terörü, Başkasının Adına Utanmak, Allahım Nasip Etme, TC Dayıları, No Context A**ı gibi sayfalar insanları rezil ediyor. Hele bu a*cılık müessesi Twitter’la var oldu. Mesaj yoluyla kızlara yürüyen insanlar teşhir ediliyor burada. Kızları etkilemek için şekilden şekile giren, özellikle entelektüellik kasarak bunu yapmaya çalışan a*cılar çok komikler. Birisinin birisine yürümesi suç değildir. Başarılı oluyorsa da takdir etmek lazımdır ama bu TR a**ıları çok çok komik ve rezil şeyler yapıyorlar. Bir tanesi fenomen oldu. Herkese aynı videoyu göndermiş. Kolunda Rolex saati göstererek çektiği videolarda herkese “İlk defa böyle bir şey yapıyorum. Bu tarzım değildir. Sizin ‘resimlerinizi’ gördüm ve sizi çok hanımefendi gördüm. Beni taşıyabileceğinizi düşündüm. Kaliteli bir insanım. Altın ithalat ihracatıyla uğraşıyorum. Bir gün oturup bir kahve içmek istiyorum.” diyor. Bir bakın bunlara.

*Instagram’ın aksine para kazanmaya yönelik pek ticari hesap görmedim ben. Oranın olayı bir şey yazmak veya yazılan bir şeyleri okumak.

*2013 Gezi ile birlikte popüler oldu Twitter TR’de. Önemli insanların önemli açıklamaları orada yapması onu vazgeçilmez kıldı.

*Orada ar duygusunun olmaması ve herkesin her şeyi yazabilmesi bence orayla ilgili en önemli mesele. En son Demirtaş’ın ve Albayrak’ın eşleriyle ilgili yazılanlar bunu kanıtladı.

*Twitter’ın ip numarasını vermediği ve bu yüzden isteyenin istediği siyasi paylaşımı yapabildiğine inanılıyor. Bunun böyle olmadığını sanıyorum. Belki eskiden böyleydi. Çünkü Erdoğan “Twitter diye bir bela var…” demişti.

*Twitter kullanıcıları Facebook’u küçümsüyorlar. Buradaki iyi niyet iletimleri, iltifatlar, selam sabahlar, herkesin kendisini ünlü biri zannetmesi falan gerçekten burayı sıkıcı hale getiriyor ama orasının da işte başka arızaları var.

Nasıl İngilizce geri döndürülemez bir şekilde dünya diliyse, Twitter’da sanki geri döndürlemez bir şekilde dünya SM aracı. Geri döndürülemez demeyelim. O zaman bu benzetme olmadı. Neyse ne demek istediğim anlaşılmıştır.

İyi günler.

Bu yazı Diğer, Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.