Eh İşte!

16807694_965918480210387_4548638968982448608_n

Alfred Hitchcock için “master of suspense” derler. Yani şüphenin efendisi. Şüphe duygusu bizi (Sapiens) biz yapan temel dürtülerden biridir. Merak edip, şüphe edip, üzerine gitmeseydik bugün biz, biz olamazdık. Kimileri, tarihteki en inanılmaz şey olarak, Homo Erectus’un, 18 km uzaktaki Java adasına gitmesi olayını kabul eder.

Şüphe böyle bir şey ve doğal olarak sanatta da çok kullanılmıştır. Hitchcock bunu iyi görmüş ve bu duyguya yatırım yapmıştır. Kendi psikolojik dünyası da tekin değildi ve bu iş için biçilmiş kaftandı.

İranlı yönetmen Asgar Farhadi için şüphenin yeni efendisi diyebilir miyiz?

Bence diyebiliriz. Dört filmi var. İlk filmi “About Elly/Elly Hakkında” gizli kalmış bir başyapıttır bana göre. Şüphe, merak çok iyi şekilde işlenir. Bu arada Farhadi filmlerinin diğer bir özelliği de seyirciye vicdan “work out”u yaptırmayı sevmesidir.

İkinci filmi ise tüm sinemaseverlerin çok iyi bildiği “A Seperation/Bir Ayrılık” adlı filmdir. Yorum bölümünde paylaşacağım “En Sevdiğim 39 Film” listemde 18. sırayı işgal ediyormuş. Ne denebilir ki? Nefiss bir film.

Sonra Batılılar kendisini davet ettiler ve benim için hayal kırıklığı olan “The Past/Geçmiş”i çekti. Çok sıkıcı. Film değil yani böyle Batı dışında çıkan yönetmenlerin Batıda film çekmesi…

Farhadi yine Batıda bir yerde hem de dünyanın en güzel kadını Penelope Cruz ile bir film çekerken, o işi bırakıp İran’a dönmesini sağlayan film, “The Salesman/Satıcı” gösterime girdi. Zıpladım gittim. “A Separation”ı dövdüğü iddiaları vardı. Suspense’e düşmüşüm iyice.

Filmi izledim. “A Separation”ı geçtiğini düşünmedim. “About Elly” den bir iki tık aşağıda buldum filmi.

SPOILER BAŞLIYOR

Farhadi, İran’daki AB sınıfı insanları ele alır. Ustası Kiarostami bunu pek yapmak örneğin. Bu anlamda iyi olur yani. Bu insanların yanlarında toplumun alt katmanları da hikayede önemli yer alabilmektedirler. Marksist metodolojiye göre bir akademisyen ile bir temizlik işçisi aynı tarihsel blokta yer alır ama emekçi katmanlar arasında aşılmaz gibi görünen yaşam tarzı farklılıkları vardır. Bu insanları bir saat yan yana tutmak bile ciddi zordur günümüzde. Bu konu bir güncellemeyi, güncelleme olmasa da üzerinde düşünülmeyi hak ediyor.

Farhadi’nin AB grubu kahramanları tiyatrocu bir çift. Adli vakalar da her filminde görülür. Yine adli bir vaka yaşanıyor ve yönetmen diğer filmlerindeki gibi seyirciyi vicdan work out’a davet ediyor.

“A Separation”da bence bunu inanılmaz ustaca yapmıştı. Ortada ustaca bağlanmış “suç”lar vardı ve seyirci basitçe karar vermek yerine daha büyük meseleleri sorgulama yoluna giriyordu ki o filmi mükemmel yapan buydu bence.

“The Salesman” böyle bir performans çizemiyor. Suç da suçun kurgulanışı da “A Seperation”daki gibi hayranlık uyandıracak seviyede değil. Çözülme filmin görece sonlarında oluyor ve sanki yeni bir film başlıyor. Ve de çok ani oluyor. Bir karakter birden ortaya çıkıyor ve filmi çözmeye başlıyor.

Sinematografi açısından kusursuz ama kurguyu ele alış bakımından biraz özensiz buldum filmi ama yine olsa yine izlerdim.

Haberleşiriz

Bu yazı Sinema, Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.