Sigara İçin, İçki İçin, Kumar Oynayın veya 20 Sene Sonra Toto’dan İkramiye Kazanmak

İçki içiyorum… Hiç sigara içmedim ama 65 yaşından sonra ona başlayacağım… Kumar oynamayı yani bahis oynamayı uzun süredir yapmıyordum, tekrar başladım…

Bugünkü yazımızda kumar oynamaya yani bahis oynamaya odaklanacağız ama önce şeyi bir şey yapalım: Neden böyle cümleler yazıyorum? Bir öğretmen olarak bana bu tür şeyler yazmak yakışıyor mu? Burada elbette ironi var. Yarı gerçeklik de yok değil…

Ben bu dünyada, insanoğlunun gelmiş olduğu şu aşamada genel geçer kabul gören iyilik, dürüstlük, erdem, sağlıklı, güzel (yok o değil gerçi), namuslu gibi olguların sorgulanması gerektiğine inanıyorum. Mesela dünyada “müthiş” adaletsizlikler varken bu düzende geçerli olan dürüstlük, erdem gibi olguları aynen kabul etmek ne kadar doğru! Devrimi veya devrimciliği işaret etmiyorum burada. O, hayal. Az biraz Avrupa gibi olsa her yer, yeter! Ama patronun oğlu Rio karnavalına gidecek diye sen neden şirketin işlerinin yolunda gitmesi için hassasiyet gösteresin…  

Bu kötü yaşamda da hayata renk ve adrenalin katan içki, sigara, kumar gibi şeylerin –başkalarının hayatını berbat etmediğiniz sürece elbette, bunu da açıklattınız bak- şeytanlaştırılmaması gerektiğine inanıyorum…

Bu şiarla tekrar İddaa oynamaya başladım. Ama İddaa hevesim kısa sürdü. Neden? Çünkü eski tutkum Spor Toto tutkusu devreye girdi. Bunun sebebi ise İddaa’nın ancak çay, çorba parası vermesi, buna karşılık Spor Toto’nun verdiği milyon TL’lerle çok iyi hayal kurdurmasıdır… İddaa’da iki, üç bin lira koyarak risk alabilirsiniz ve bala göte 5, 6 bin lira alabilirsiniz. Buna gerek olmadığını düşündüm ve İddaacılıktan vazgeçtim.

Başlıkta 20 sene diye yuvarlak hesap yaptım ama Spor Toto’yu hayatımda sadece bir dönem, o da 2001-02 futbol sezonunda oynadım. Oynamaya devam ederdim ama 2002 Eylül’ünde öğretmen olarak atandığım Sinop taşrasında Spor Toto bayisi olmadığı için mecburen onu bırakmıştım. O sezon Gençlerbirliği’nin bütün maçlarını stadyumda izlemiştim ve kardeşimle bir şekilde Spor Toto oynamaya başlamıştık.

Spor Toto’da 15 maç vardır ve 12, 13, 14, 15 bilenler ikramiye kazanır. 15 bilenler duruma göre 8, 10 milyon TL alabilirler. Tutturan kişi sayısına göre 1, 2 milyon TL de alabilirler, bu hafta olduğu gibi yani benim kaçırdığım üzere… Çok kişi tutturursa onlar da çay, çorba parası alırlar.

2002 yılında her hafta heyecanla Toto’yu takip ettim. Cuma akşamı bir maç olurdu. Çoğu zaman direkt o maçtan yatardım. Sonra cumartesi günleri gündüz 2. Lig maçları olurdu. Trt o maçları verdiği için o maçları izlerdim. Bu arada futbol kalitesi olarak berbat maçlardı ama heyecanlı oluyordu o maçları izlemek. Sonra cumartesi stadyumda Gençlerbirliği maçını izlerdik ve tribünlerde radyodan maçları dinleyenlerden sonuçları alırdık. Genelde de o anlarda dördüncü maçı da bilemediğimiz ortaya çıkardı yani “yatardık”…

Pazar gününe “yatmadan” ulaşabilirsek gündüz maçlarından mutlaka yatardık. Bu şekilde haftalar geçti. Mayıs ayına geldik. Üniversitede son senemdi ve öğretmen olarak atanıp Ankara’dan ayrılacağım iyice belli oluyordu ki hiç istemiyordum Ankara’dan ayrılmak. İşte o haftalardan birinde bu hafta yaşadığım duyguları yaşadım…

Cuma akşamı oynanan maçı bildim. Cumartesi günü tvdeki ve stadyumdaki maçları bildim. Radyocu dayılardan diğer da diğer maçları bildiğimi öğrendim. Cumartesi eve geldim. Kardeşimle birbirimize bakıyorduk. Yoksa 15’i tutturacak mıydım? Dedim ya Spor Toto çok iyi hayal kurduruyor. Ve birileri bu hayallere emeğiyle erişiyor… Herhangi bir “ibnelik” yoksa elbette… Hemen öğretmenliğe başvurmayıp, Ankara’da kral gibi yaşamaya devam edeceğim hayallerine kapıldım.

Pazar günü gündüz oynanan iki, üç maçı da tutturunca kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Geriye beş, altı tane maç kalmıştı. O zamanlar internet olmadığı için sonuçlar TRT’de 21.00’de yayınlanan Spor Stüdyosu adlı programın son beş dakikasında veriliyordu. Hayallerime ulaşmama bir, iki saat kalmıştı. Eve misafir gelmişti. Ben ise TV başında olacakları bekliyordum. Misafirler bir şeyler diyorlardı ama ben onları duymuyordum. Kardeşim onlara “Yalnız, Baran gerçekten zengin olabilir!” diye bir cümle kurmuştu. Artık misafirler de dâhil herkes sonuçların açıklanacağı anı bekliyorduk. Sunucu Levent Özçelik açıklamaya başladı. Geriye kalan beş, altı maçın ilk bir iki maçını da tutturunca heyecandan ölecek gibi oldum. Sonra birden açıklanan üç maçtan da yattığımı öğrendim ve dünyalar başıma yıkıldı. Elvedaydı Ankara! Elvedaydı 67 şehir, parkam, sigaram, sazım, Ankara Hamamönü’ndeki porno sinemam! Sınırlı olmayan mekâna, sınırlı olmayan zamana gidiyordum!  

O günü, o gün yaşadığım hayal kırıklığı duygusunu hiç unutmuyorum.

İşte onun benzerini bu hafta yaşadım. Cuma akşamı olan maç tamam! Cumartesi günü oynanan bütün maçlar tamam ki o maçlar arasında yılın maçı Leverkusen-Bayern maçı, Real Madrid-Girona maçı, Roma-Inter maçı falan var… Pazar günü 13:30’daki Sivasspor-Rizespor maçını izledim. İnanılmaz bir maç oldu. Rize tek kale oynadı. 50 tane pozisyona girdiler. 3,4 topları direkten döndü. Bir penaltıları VAR’dan döndü. Sonra Sivaslı adam 40 metreden frikiği koydu. 7’de 7 oldum.

16.00’daki maçlara başladım. Balkonda beyaz şarap eşliğine karım ve oğluma balık pişirirken göz ucuyla da maçları takip ediyordum. Hayaller kurmaya başladım yine. Öğretmenlikten istifa edebilecektim. Artık çalışmayabilecektim. Piç yaramaz öğrencilerden kurtulabilecektim. İstifa ettikten sonra birkaç tanesini koridorda yakalayıp dövmeyi bile planladım. Oh mis! İlk yarılar istediğim gibiydi. İkinci yarıları TV’den izlemeye başladım ve ikisi de beni yatırdı! Sonra akşam da Fener yatırdı! Üç maçtan yatmıştım….

Pazar günü akşamı oynanan maçları bildim. Pazartesi üç maç kalmıştı. Onları da bildim ve 12 bildiğim kesinleşti. 2002 yılı gibi. O zaman da bir kutu kola parası almıştım. Bu hafta da 88 lira aldım. O üç maç benim istediğim gibi bitseydi 8, 10 milyon TL değil de 1,25 milyon TL alacaktım. Çünkü 10 kişi daha bilmişti. Olsundu. Öğretmenlikten istifa ettirmezdi ama bir araba aldırırdı bana ki hiç fena olmazdı. İkinci arabaya ihtiyaç duyuyoruz şu aralar.

Bir gün boyunca iyi hayal kurduk. Teşekkürler Spor Toto. Hayatımıza renk geldi. Hayaller gerçekleşebilirdi de… Ultra uçuk, kaçık hayaller değil bunlar…

Neyse… Şerlisi neyse o olsun!

Bu işe iyice odaklanıp, önümüzdeki 20 yılda mutlaka ama mutlaka 15 bileceğime inanıyorum. Umarım 19. yılda olmaz bu iş.

İçki için, sigara için, kumar oynayın!

Ama rasyonel kumar…    

Bu yazı Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.