TAVLA TEZLERİ
*Önce bir genel giriş yapalım sonra tavlayla ilgili tezlere geçelim.
*Şans oyunları, iskambil oyunları, masa oyunları, board games vs. Bunları hep sevmişimdir.
*Favorim eşli bataktır. Saatlerce oynayabilirim. Kıza attığım empas tutunca çok sevindirik oluyorum.
*Severim ama bunların aslında Türkiye toplumu, özellikle de işçi sınıfı için zararlı şeyler olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de sadece 1118 adet kütüphane varken, 600 bin tane de kahvehane (kaave) vardır.
*Briç öğrenmek için yıllarınızı vermeniz gerekir. Aynı kişiyle yıllar yıllar geçirmeniz gerekir. Ünlü yönetmen Woody Allen’a göre briç sekse benzer. Ya iyi bir partnerin olacak ya da iyi bir elin
*Okeyin çok zevkli versiyonları varken, Türkiye’de en sıkıcı versiyonu çok popülerdir.
*51 adlı oyun her yörede farklılık gösterir. Eşli 51 de zevklidir. Hatta bence 51’i hep eşli oynamak lazım. Şirket olmuyor eşli olunca.
*Rıfkı (King) adlı oyun da zevkli ama epeyce ustalık isteyen bir oyun.
*İki kişinin oynayabileceği 66 adlı köylerde popüler olan bir oyun var. O da zevkli bir oyun.
*Yanık oynanıyorsa bilin ki parasına oynanıyordur.
*Beş kişinin oynayabileceği Pis Yedili diye çok zevkli bir oyun var. Ayrıca çay içip para ödemeyen “yancı” denilen kişiyi de bu şekilde elimine edebilirsiniz. “Yancı” deyimi siyasette de kullanılır.
*Ayrıca bu kaaveler moçaluk kültürünün yeniden üretildiği en önemli mekanlardandır. Bir de lümpenliğin.
*İki üç elit biraraya gelsek de İngilizce Scrabble oynasak.
*Solo test hala yaşıyor mu?
*Bu girişten sonra tavlaya gelelim. Tavlada Türkiye’nin en iyilerinden biriyimdir
*Aslında “backgammon” adıyla Batı toplumları arasında da oynansa da yoğun olarak Ortadoğu halklarının oynadığı bir oyundur. Milliyetçi ergenler heveslenmesin, İranlılar oyunu bulmuşlardır. Bu vesileyle parantez açayım: Bir insan nasıl milliyetçi olur, emek vermeden elde ettiği bir özellik için nasıl övünür hayret ediyorum. Hayret etmiyorum da bu yazıyı okuyan gençler etkilensin diye böyle yazıyorum. Bu bir kafa dağıtma yazısı, bilimsel tezlerin sırası değil.
*Tavlada %30 oyunculuğun %70 şansın etki ettiğini düşünüyorum. Yani biz ne kadar tez öne sürsek de şans epeyce etkili.
*Şanslar çok dengesiz dağılmazsa risk alanın sağlamcıdan her zaman bir adım önde olduğunu düşünüyorum.
*Zar tutmak olayına inanmıyorum. En azından ikisini de istediğini getirebilen bir insan olabileceğine inanmıyorum. Birini getiren gördüm. Etrafınızda öyle biri varsa beni tanıştırın.
*Köşedeki iki puldan birini kaçmaya çalışmak doğru hamle olmuyor. Üç el falan o durumu toparlamaya çalışıyorsunuz.
*Kaçmak yerine stratejimi kapı almak üzerinden kurarım. Gerekirse risk alarak kapıları birer birer alırım ve rakibim vurulduğu anda oyunu kaybetmeye doğru gider.
*Açılıştaki en sevdiğim zar dört dört’tür. Üç puldan ikisini içeriye kapı alırım. Yukarıdaki beş puldan ikisini dört kapısına getiririm. O tek pulu vursa da önemli değil, sonraki her elde çok iyi kapılar alırsınız.
*Rakibinizin kapı durumuna bakarak vurulmaktan asla çekinmemeniz lazım. Vuramazsa aldığınız riskler size oyunu getirir.
*Zarların Farsçalarını bir türlü ezberleyemiyorum.
*Oyuncular bazen rakibinin iki üç kırığı olmasına bakıp yanlış hamleler yaparlar. 4-4, 5-5 gibi zarların gelme ihtimalini göz ardı ederler. Oysa her zar kombinasyonunun gelmesi eşit ihtimale sahiptir. Rakip, 4-4 veya 5-5 atar, durumu düzeltir sonra da kendisine “ballı” yaftası vurulur. Her ihtimali göz önünde bulundurmak lazım.
*Rakibimin tek pulu kalmışken, onu vurup oyunu almışlığım vardır.
*Kaçarken de ekonomik oynamak çok önemlidir ama es geçilir.
*Rakip dışarıdaki altı kapısını kapatırsa taktik değiştirip içeriden en kötü se kapısına gelmek gerekir.
*Se kapısından açık yakalayabilirsiniz ama cihar veya beş kapısından çok zor açık yakalanır.
*Çok gele atarım. İddia ediyorum gele atma oranım normal olsun kimse beni yenemez
*En sevdiğim deyim, rakip sadece altı kapısına gele atarsa “Konya ovasında ağaca çarptık” deyimidir.
*”Kız tavlası” diye cinsiyetçi bir yaklaşım vardır. Kuralları oldukça basit olduğu için kadınları küçümsemek adına böyle bir ad verilmiştir.
*Tavla aynı zamanda kadınla erkek arasında bir “yazılma” aracıdır.
