Tezlere geçmeden önce bir takım düşünceleri sıralayalım:
*Kelimelik adlı oyun şu anda Türkiyeli kullanıcılar arasında çok popüler bir oyundur. Otobüste şurada burada bu oyunu oynayan çok kişi görüyoruz. Yaklaşık bir milyon kişi bu oyun indirmiştir.
*Tavlada dünyanın en iyisi olduğum iddiasını Kelimelik için öne süremeyeceğim ama idolüm Akın Ateş’i üç kere üst üste yenince artık “olduğumu” düşündüm ve bu tezleri öne sürmeye karar verdim.
*Kelimelik kariyerim askerlik yaparken binbaşı ve yüzbaşı ile oynadığımız İngilizce Scrabble’a dayanır.
*Her tür oyunu severim ama bu oyunların bireyin vaktini çok almaması gerektiğini düşünüyorum. Kapitalist toplumda boş vakit çok değerlidir ve kişi boş vakitlerinde kendini geliştirmeye çalışmalıdır. Sürekli oyun oynayan bir birey/genç hayata ve topluma yabancılaşır. O yüzden iki, üç oyuncudan fazlasını kabul etmiyorum. Merak ettiğim onlarca kitap, film, müzik, yemek tarifi var…
*İnsanlık tarihinde 20. ve 21. yüzyıl Türkiye toplumu kadar abazan bir toplum daha olmuş mudur? Ekşi Sözlük’ten öğrendik: Şu oyunu bile yazılacak birilerini bulma umuduyla oynayan o kadar çok kişi varmış ki…Tanımadığın biriyle oyun oynamayı anlayabileceğimi sanmıyorum.
*İddia olmazsa ben yokum. İnsan bence hiçbir şeyi öylesine yapmamalı. Hiç düşünmeden, taktik geliştirmeden oynayacaksak neden oyun oynuyoruz? Buluşup sohbet edelim. Bir arkadaşım beni oynarken “ayıp etmekle” suçladı. ???
Gelelim tezlere:
*Bu oyunda “hızlı giden atın boku seyrek düşer” yargısı geçerli değildir. Biran önce arayı açmanız faydanızadır. Bu arada bu deyimin ne anlama geldiğini daha doğrusu bir canlının bokunun seyrek düşmesinin ne gibi bir olumsuz durum ortaya çıkardığını yıllardır kavrayamıyorum.
*”Ya benimsin ya toprağın” yaklaşımı geçerli. K3’leri ve K2’leri alamıyorsan öldüreceksin.
*K3’lere dört harf yaklaştırmak büyük oranda onu vermek demektir, beş harf yaklaştırmak da “rikslidir”.
*J, F, V, Ö harfleri çok değerlidir. Ucuza kullanılmamalı. Bunları K2, K3, H2 veya H3’e koymalı mümkünse iki şekilde point almaya çalışmalı. Rakibin bunu kullandıysa, çok önemli bir hamlen yoksa, yanına bir harf koyarak bir 9, 10 point alınmalı. Oyunun sonunda bunlar belirleyici oluyor.
*Ucuza gitmemeli derken 20’nin üstünde alınacak bir puan varsa değerlendirilmelidir. Tabi ki 24, 25 alacağım diye rakibe milletvekilliği gibi bir yer de teslim etmemek gerekir.
*Bonusu alan genelde oyunu da alır.
*Bazen harf değiştirmek mantıklı olabilir. Çok iyi bir yer yakalarsanız veya elinizde oyunun sonlarına doğru birçok I harfi birikmişse falan mantıklı olabilir.
*I’lar baş belasıdır. Sürekli akılda tutulmalı.
*Düşünürken sürekli “Karıştır” düğmesine basılmalı. Çok iyi alternatifler beliriyor o zaman.
*E harfini bir sessiz harfin önüne konunca puan alınıyor. Örneğin rakibiniz J’yi kullandı. Elinizde kelime oluşturacak bir olanak yok, o zaman E’yi J’nin önüne koyarak 11 point alabilirsiniz.
*Çok harfli kelime kullanmak marifet değildir. (Erengül bu madde senin için)
*Kuzuyu kurda teslim etmek risk almak değildir. (Erengül bu madde senin için)
*Olmayacak duaya amin dememek lazım. Baktık umut yok, teslim olalım da vakit kaybetmeyelim. Devrim yapmıyoruz oyun oynuyoruz. Çarpışarak ölmeye gerek yok. 70, 80 puanlık farkın kapanması için K3’ler, K2’ler ve bonuslar olması lazım.
*Şans bu oyunda tavla kadar etkili değildir fakat bazen komple sessiz harf veya komple sesli harf elde toplanıyor, işte o zaman şans faktörü devreye girmiş demektir.
*Kelimelik bir yazılma aracı olabilir mi? Çok kolay olur. Çünkü oyun oynanırken sohbet etmek için bahane olabilecek bir sürü şey oluyor. Sonra oradan bir diyalog süreci başlayabilir kolaylıkla ve yürünülür.
Sadede gelelim: Bu oyunu seviyoruz ve iddialı oyuncularla her zaman oynamaya varız fakat rica ediyorum eğer aynı anda altı, yedi kişiyle oynuyorsanız bana davet göndermeyin.
Yeni Türkiye toplumsallığının en önemli özelliği nedir? Kendisini uyanık zannetmek.
İyi akşamlar.