Türkiye’deki bira sektöründe olanlara bakmaya devam ediyoruz.
Tuborg kutu biralarının üstünde artık şu görseldeki ifadeyi görebiliyoruz.
Alman Saflık Yasası” yazıyor. İfade “Münih Teknik Üniversitesi Araştırma Merkezi” sarmalanıyor.
Aklıma Banker Bilo’daki “Qardaş pavlüke Münih edres?” repliği geldi. Saf Siken Maho, Biloları Münih diye İstanbul’a bırakıp kaçmıştır. Tuborg’un yaptığı da biraz ona benziyor.
Argo deyimler içerisinde favorilerimden biridir “saf siken”. Evet, ortada bir kandırma olayı vardır ama kandıran kişi çok parlak bir kişi değildir ve yaptığı iş de büyük deha ürünü bir şey değildir. Bu gibi insanlar için “saf siken” denir. Överken yermek gibi bir şeydir.
Şimdi Tuborg burada bir saf sikenlik yapıyor. Alman Saflık Yasası’na (1516) geleceğim. Ondan önce sekiz, dokuz sene önce yaptığı saf sikenlikten bahsedeyim.
Efes’i üreten Anadolu Grubu, Karadeniz’deki termik santral projesiyle, o proje esnasında halka yapılanlarla çok büyük tepki çekmişti. Geçenlerde de patronu evde üretilen biralara denetleme talep ederek yine tepki çekmişti. Bizim cenahta bir Efes nefreti oluşmuştu. Tuborg daha popüler olmuştu. İşin gerçeği bu tepkisellik sandığımız kadar büyük değildir. Türkiye Efes içer.
2011’de Efes’in %87 pazar payına sahip olduğunu görüyoruz. Şu anda bu oran %69’dur. Yani Tuborg büyük bir atılım yapmıştır.
Bu atılımın bir numaralı sebebi termik santralden kaynaklanan nefret değildir. Mutlaka pazarlama işine daha fazla kaynak ve emek ayırmış olmalılar Tuborg yöneticileri.
Bir de saf sikenlik yaptılar. “%100 Malt” tabirini pardon bombasını Türkiye’nin ortasına bırakıp kaçtılar. Bir de “Şeker Katılmamıştır” ifadesini ortaya attılar ki artık işler daha çetrefilliydi. Efes karşı hamle olarak adında Malt olan bir bira bile üretmek zorunda kaldı. Bir biranın adında malt kelimesinin olması Modern Talking’in “Zobalarında Kuru da Meşe Yanıyor”u söylemesi kadar saçma bir şeydir.
Malt olayındaki ve şeker ile ilgili mevzuyu “Bira İle İlgili Her Şey” adlı, yorum bölümünde bulacağınız yazımda yazmıştım.
Aynı Tuborg şimdi de yine bir saf sikenlik yapıyor ve birasının 1516 tarihli Alman Saflık Yasası’na göre üretildiğini ima ediyor.
Peki, nedir bu Alman Saflık Yasası?
Almancada “reinheitsgebot” olan bu şey, 1516’da Bavyera Dükü tarafından yürürlüğe konmuş bir kanundur. Şu anda önemi olmayan, kültürel bir şeydir.
Ne oldu 1516’da?
Bavyera Dükü birada sadece dört malzeme kullanılabileceğini dayattı. Bu malzemeler arpa maltı (buğday değil), su, şerpetçiotu ve mayaydı. Bu kanun tüketiciyi korumak için koyulmuştu. O yıllarda soğutma ve şişeleme teknolojisi olmadığı için biralar kısa sürede bozuluyordu ve saf siken bira üreticileri bozulmuş biranın tadını gizlemek için biraya bir takım çeşniler katıyorlardı. Bunu engellemek için bu yasa çıktı. Bir diğer sebebi de ekmekti. Evet, buğday birası çok üretildiği için ekmek yapacak buğday bulmakta sıkıntı çekiyorlardı. Bu yüzden dük, buğday birasını yasaklayarak ekmek üretimini arttırmayı hedefliyordu.
Dük de saf sikendi. Buğday birasını çok seviyorlardı. Bundan vazgeçmek istemiyorlardı. Bu ayrıcalığı sadece kendisine tanıdı. Hatta zamanla o kadar çok üretmeye başladı ki bunları halka satmaya da başladı. Yani çok önemli bir gelir kapısına da kavuştu dük. Bu ayrıcalığı ilk kez 1800’lerde dük’ten alan kişi Schnedir’dir. Yani benim Tap 5 ve Tap 6’sını tanıtttığım adam.
1800’lerde başka şeyler de oldu. Buhar makinesi sayesinde soğutma olayı mümkün olmaya başladı. Şişeleme mümkün olmaya başladı. Ve bira artık başka bir şey olmaya başladı. Çok büyük miktarlarda üretilip tüketilen bir şey oldu.
Arayışçılık da başladı. En başta buğday birası yapılmaya başlanınca bu kanun aslında delinmiş oldu. Arayışçılar biraya birçok şey katmaya başladılar. Aradıkları tadı, aromayı bulmak için biraya çeşitli şeyler katmaya başladılar. Şeker de katmaya başladılar ve kimileri oldukça başarılı sonuçlar elde etti. Örnek, ratebeet.com puanı 100 olan St. Bernardus Abt. 12. İçindekilerde babalar gibi “şeker” yazar. Nefis bir biradır ama biraya şeker katanlar “şerefsizdir”…Tuborg resmi sitesinde bu yasayı tanıtıyor ve açıkça algı yönetimi yapıyor. “Pirinç ve şu şu şu katılmaz bu yasaya göre” diyor. Pirinç katan kim? Efes. 1516’da kimse böyle bir metin kaleme almadı.
Yani Alman Saflık Yasası diye bir şey yok şu anda. Defalarca delindi. Almanlar da deldi, diğerleri de. Her şeyi denediler. Biraya her şeyi kattılar. Harika sonuçlar elde ettiler. Ortaya 40 bin çeşit bira çıkardılar.
Ama Tuborg saf sikenlik yapmaya devam ediyor hala…
Tuborg, Efes’ten biraz daha iyi bir biradır ama aralarında uçurum yoktur bana göre. Zevkler tartışılmaz…Aslında böyle düşünmüyorum. Zevkler tartışılır. Herkesin zevki; bilgisi, görgüsü, yetenekleri çerçevesinde oluşur. Neyse…
Tuborg’un sevimsiz hamleleri vardır. 1894’te kurulmuş gidip ASY’nin peşine düşüyor…
Uyanık olun…