“Lola Rennt”i tekrar izlemek

Blogda birilerine film tavsiye etmeyi seviyorum; fakat bir arkadaş hadi bi film izleyelim, sen bu işlerden anlarsın dediği zaman, film tavsiye etmesini sevmiyorum. O kişinin öncelikleri, estetik kaygıları, iyi bir filmden ne anladığı, entellektüel bilgi birikimi hakkında çok fazla bilgi sahibi olamadığım için bu tür etkinliklerden mümkün olduğu kadar uzak durmak niyetindeyim. İnsanlara iyi bir film izleyeceğimiz vaadinde bulunmak sonra da o insanın bu etkinlikten sıkılması çok sevimsiz bir durum. Tom Tykwer’in “Lola Rennt/Koş Lola Koş”unda da (1998) benim başıma gelenler bu sevimsiz durumdan farklı bir şey değil. Beş sene önce seyrettiğim ve o zamanlar imdb Top 250’de yer alan “Lola Rennt”, fazlasıyla ilgimi çekmişti ve zekice kurgulanmış senaryosuyla takdirimi kazanmıştı. Arkadaşım benden beraber film izlemek üzere bir tavsiye talebinde bulununca “Lola Rennt”i hem kısa olması hem de ilgi çekici, tempolu bir film olması dolayısıyla tereddütsüzce tavsiye ettim. Ama pişman oldum. İlgisini çekmedi. Ben de filmin sürprizini bildiğim için ilk izlediğimdeki etkiyi hissetmedim. Tıpkı Hitchcock’un “Psycho/Sapık” ve “Rear Window/Arka Pencere”sini ilk izlediğinizdeki etkiyi bir daha asla yakalayamamanız gibi. İlk defa izleyecekler üzerinde özgün, kaliteli bir film etkisi bırakacak olan “Lola Rennt”, filmi tekrar izleyenler üzerinde aynı etkiyi asla bırakamayacaktır. Bu arada bu yazıyı dinamit gibi bir içki olan Bacardi eşliğinde yazdım. Bak onu tavsiye ederim işte…

Bu yazı American Psycho, Koş Lola Koş, Lola Rennt, Mr. H, Rear Window, Tekrar izlenen filmler, Tom Tykwer kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.