“The Act of Killing” (2012)

Dünyanın gelmiş geçmiş en kitlesel komünist partisi nerededir dersiniz? SBKP gibi iktidarda olanları veya ÇKP gibi komünist olmayanları kastetmiyorum. Kapitalist ülkede mücadele veren komünist partiler içerisinde Endonezya Komünist Partisi bu unvanın sahibidir . 60lı yıllarda 3 milyonu bulur. Etki alanında ise çok kalabalık bir ülke olan Endonezya nüfusunun beşte biri bulunmaktadır.
Emperyalizm alçaklık yapmakta gecikmeyecektir. 1965 yılında CIA destekli operasyon başlar ve çok kısa sürede bir milyon komünist öldürülür.

Evet, yanlış okumadınız. Bir milyon komünist barbarca, türlü türlü yöntemlerle öldürülür.
2012 tarihli “The Act of Killing/Öldürme Eylemi” bu katliamla ilgili bir belgesel. Filmin merkezinde Anvar Kongo adlı yaşlı bir adam var.
Anvar Kongo tahmin edileceği üzere bir para-militer çete reisi. Filmde tüm samimiyetiyle yaptıklarını anlatıyor. Bu kadar büyük bir katliamı para-militer güçler olmadan yapamazsınız. Para-militerler yani devletin resmi görevlisi olmayıp düzenin bekası için her türlü alçaklığı yapan kişiler. Ülkemizdeki Ülkü Ocakları, Alperen Ocakları, 70lerdeki Milli Türk Talebe Birliği (başbakan, cumhurbaşkanı, ağlama bakanı falan yetiştirmiştir) gibi oluşumlar bunlara örnek verilebilir.
Anvar Kongo aslında Amerikan filmleri gösteren bir sinemada bilet görevlisi olarak çalışan birisi. İronik bir şey bu. Anti-komünizmin en büyük destekçisi, gelmiş geçmiş en karanlık imparatorluk olan ABD’nin filmlerine hayran. Bambaşka bir gerçeklikte yaşıyor ve tereddüt etmeden bu katliamı yapıyor. 1000 kişiyi öldürüyor Anvar. Metal telle boğmak en favori yöntemi ama bunun yanında her türlü yöntemi uygulamış.
Belgesele getirilen eleştirilerden biri, Anvar’ı normal hatta sempatik biri gibi göstermeyi başarabilmiş olması şeklinde. Kısmen katılıyorum. Bu, solculara, halka faşizm uygulayan insanların durumu iki boyutlu bir mesele. Birincisi bu insanların sermaye sınıfının harekete geçirdiği zavallı birer yaratık olmaları. Yani asıl fail asla akıldan çıkarılmamalı. İkincisi ise bu insanların alçalmak konusunda gayet istekli ve motive olmaları ki işte bu onlar için yapılabilecek pek bir şey olmadığını gösteriyor.
Yani Batı emperyalizmi ve yerli burjuva sınıfının şekillendirdiği ve harekete geçirdiği Anvar alçağı, bir milyon cinayetin bin tanesini gerçekleştiriyor. Belgesel işte bunun altını çizme konusundan net değil.
Endonezya Komünist Partisi’nin öngörüsüzlüğü, hazırlıksızlığı, ideolojik olarak donanımsızlığı ise başka bir tartışma konusu.
Buradan çıkarılacak ders, komünist partilerin meşruiyet, inandırıcılık denilen şeyi mutlaka önemsemeleri gerektiğidir. Güçlenme sürecinde burjuva sınıfını panik içerisine sokmanın ve hareketsiz bırakabilmenin en etkili yollarından biri budur.

Bu yazı Anvar Kongo, Belgesel Sinema, Endonezya Komünist Partisi, Öldürme Eylemi, The Act of Killing kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.