Bugün etrafımızda iyi/kötü ne yaşanıyorsa, bunları sadece yakın geçmişe bakarak anlayamayız. “Sadece” yakın çevremize bakarak da anlayamayız. Sıkıcı bir mesai gibi görünebilir ama zaman ve mekan olarak mevziyi ne kadar ileri kurarsak işimiz o kadar rahatlar aslında.
1848 yılı ne ifade ediyor?
1848 tarihi Avrupa’daki devrimler çağının başladığı tarihtir. Bu zincir dünyanın her tarafını etkilemiştir.
Devrimler çağı ilk olarak Fransa’da başlamıştır. Çünkü bunun maddi koşulları fazlasıyla mevcuttu. Köklü bir tarih, gelişkin sınıflar, merkezi bir otorite ve uğruna mücadele edilecek bir iktidar. Bütün bunlar Fransa’da devrimlerin olabildiğince kristalize (ne kadar olabilirse) bir şekilde yaşanmasını sağladı.
Marx bu süreci çok yakın izledi ve ünlü Fransa Üçlemesi’ni yazdı. Bu kitaplar Marksizmin en önemli metinleri olup, sınıflar mücadelesi üzerine paha biçilmez kaynaklardır.
Devrim ateşi tüm Avrupa’ya yayılırken elbette Avrupa’nın ve dünyanın en önemli, en potansiyel sahibi ülkelerinden olan Almanya’da da sular durgun olamazdı.
Fransa için söylediğimiz avantajların bazılarına sahip olmamasına rağmen (köklü tarih, gelişkin sınıflar ve en önemlisi de merkezi otorite) Almanya yerinde durmamakta kararlıydı.
1848’de Avusturya ve Prusya’da devrim patlak verdi. Gerici hareket, devrimci hareket ve liberal-demokrat hareket fazlasıyla amorf bir görüntü veriyordu.
Marx ve Engels kendilerini Alman hissettikleri için ilk günden itibaren devrimin göbeğinde yer aldılar. Sık düşülen bir yanlış olarak onların sürekli teori ürettikleri, pratik içerisinde yer almadıkları düşüncesi bu oldukça erken tarihte bile yanlışlanabilir.
Marx’ın Fransa Üçlemesi ne kadar değerliyse Engels’in Almanya ile ilgili yazdığı bu iki kitap da o kadar değerlidir.
İlk kitap “Köylüler Savaşı” Engels’in 1850’de yazdığı makalelerden oluşur. Devrimin yenilmesi üzerine Engels, amiyane tabirle devrimci partiye “gaz vermek” için bu kitabı yazar.
Fakat yalan da söylemiyordur Engels. Almanya’da 16. yüzyıldaki köylü isyanlarını anlatır Engels. Gerçekten de inanılmaz şeyler yaşanmıştır o çağlarda. Tıpkı 1848 gibi sınıflar veya o zamanki ismiyle zümreler birbirlerine oldukça karışmış durumdadır. Toplumun en ezilen kesimleri yani yoksul köylüler o yılların devrimci partisini oluşturmaktadır. Tıpkı 1848 yılındaki gibi aristokrasi dışında kalan sömürücü sınıfların korkaklığı ve geri basması sonucu devrim boğulur.
Hep aynı hikaye işte. Burjuvazi, şu anda dünya genelinde mutlak egemenliği sağlamış ve açıkça gerici, barbar bir pozisyondadır. Fakat o yıllarda ve 1848’de kafası karışık ve devrimci niyetleri olan bir durumdadır. Yumurta kapıya gelince sömürücü refleksleri devreye girmiş ve gericilikle ittifak yapıp devrimcileri ezmiştir.
Aslında bu hep böyle olmuştur ve olacaktır. Günümüze uyarlarsak AKP’nin üzerinin neden çizilmediği sorusunun yanıtını bile bulabiliriz.
Engels devrimin en hareketli anında bu hatırlatmayı yapmak için bu kitabı yazmıştır. Yani yazmış olmak için değil mücadelenin somut bir ihtiyacını gidermek için.
“Almanya’da Devrim ve Karşı Devrim” adlı kitap da yine Engels’in Amerika’daki Whig Party’nin gazetesi için yazdığı makalelerden oluşur.
Aa, Engels burjuvaların gazetesinde yazı mı yazmış?
O zaman Engels bizim gibi Leninist değildi!
Ayıp ettin Engels!!!
Neyse şaka bir yana Marx ve Engels de tıpkı Lenin gibi herhangi bir mekanizmayı dağıtacak güçleri yoksa oraya sızmakta, orayla görüşmekte hiçbir sakınca görmemişler ve defalarca kez öyle de yapmışlardır. Yani beş yaşındaki çocuğun güleceği altı boş laflar etmemişlerdir.
Aslında gazete makaleleri Marx’tan istemiştir ama Marx başka işlerle meşgul olduğu için görevi Engels’e vermiştir. Makaleler Marx adıyla yayınlanmış ve maddi olarak zor durumda olan Marx’a gelir getirmiştir. Bu olay ikili arasındaki yoldaşlığın derinliğini bize gösterir.
Bu kitapta da Almanya’daki devrimin ve yenilginin bütün boyutlarını çok net olarak görüyoruz.
Almanya çok çok önemli bir ülkedir. Bu ülkenin tarihini, sosyal psikolojisini tanımak Marksistler için önemli bir görevdir. Bu ülkedeki sınıflar mücadelesinin almış olduğu şekiller de çok değerli ipuçları barındırır.
Yani bu kitapları okuyarak çok önemli bir iş yapmış oluyoruz.
Okuyalım, okutalım.