Messi solcu mu?

Bugünkü yazımızın konusu Lionel Messi. Neredeyse her maçta “tarihe geçen” Messi’nin futbolculuğuyla ilgilenmeyeceğiz. Daha önce bir yazımızda kendisinin gelmiş geçmiş en iyi futbolcu olduğunu düşündüğümüzü yazmıştık zaten. 11 Mart 2009 günü oynanan Barcelona-Olimpik Lyon maçında, Lionel Messi harikalar yaratınca, spiker şöyle bir cümle kurmuştu: “Messi! Bu adam neyin nessi?” Bakalım, Messi neyin nesi?
Kendisinin “solcu” olduğuna dair dedikodular var.
Dedikodu boyutundaki verilere geçmeden önce bazı somut verilere değinmek yerinde olacaktır. Bu konudaki en somut verileri, Messi’nin Arjantin’de yayınlanan “La Garganta Poderosa” adlı dergiyle yaptığı röportajda buluyoruz. Messi, dünyanın neresinde olursa olsun; Arjantin bayrağını, Maradona’nın resmini ve Che’nin posterini görünce mutluluk duyduğunu ifade etmiştir. Ayrıca aynı röportajda, Arjantin’de 2010 yılında, demiryolu işçilerinin grevinde katledilen İşçi Partisi üyesi Mariano Ferreyra’nın anısını yâd etmiştir. Bir de 1976 yılında faşist cunta tarafından kaçırılan ve sonra 2006 yılında cunta aleyhine tanıklık yapınca tekrar kaçırılan, Jorge Julio Lopez’i de aynı şekilde saygıyla anmıştır.
Yine iki hafta önce Arjantin ve Bolivya arasında oynanan maçtan sonra, solcu lider Evo Morales kendisinin imzalı formasını almış ve kendisine yerel bir kıyafet hediye etmiştir!
Messi’nin solculuğu bu kadardır.
İşin dedikodu boyutunda da veriler var demiştik. Geçen sene THY işçileri greve gitmişti. Patron 305 işçiyi işten atmıştı. O dönemlerde Messi’nin “grev evrensel bir haktır” şeklinde bir cümlesi “feyste” dolanmaya başladı. Yaptığımız araştırmalar sonucunda Messi’nin böyle bir cümle kurduğuna dair herhangi bir gerçekliğe ulaşamadık. Şu aralar yine “feyste”, Messi’nin attığı bir gol sonrasında formasının altındaki Che resmini gösterdiğini görüyoruz. Bunun da gerçeklikle alakası yoktur.
Peki, Messi “solcu” olabilir mi?
“Olamaz” deyip kestirip atmak dogmatik bir yaklaşımdır. Marksizm’in diyalektik materyalist yöntemiyle de bağdaşmaz. İnsanlar değişir. 19-20 yaşlarında milyon dolarlar kazanmaya başlayanlar bile değişebilir. Ama…

Bugünkü haliyle futbol bir canavardır. Bir dindir. Burjuvazinin en önemli tetikçilerinden biridir. İdeolojik olarak çok kritik bir yerde durmaktadır. Bunun için, örneğin, İngiltere Premier Ligi iki seneliğine iki milyar avro değer tutturmuştur. Bunun için hiç de o kadar etmediği halde Türkiye ligi, Avrupa’nın en değerli yedinci ligidir. Bu ideolojik mekanizma içerisinde, Messi veya onun kadar etkili bir futbolcu, “dilek-temenni solculuğu” veya “magazinel solculuk” değil de örgütlü, inatçı bir solculuk yapmaya kalkarsa hemen aforoz edilir. Futbol bu kadar gelişkin değilken bile, Metin Kurt bunu yapmaya kalkınca, kendisinin nasıl da tasfiye edildiğini biliyoruz. 
  
Messi belli ki kibar, “duygusal” falan biri ama orada durmalıyız. Ondan yapamayacağı şeyleri bekleyerek ve tüm kirliliği onun üstüne yıkarak, ona haksızlık etmek de istemeyiz ama şunu da unutmamalıyız ki kendisi şu anda futbol canavarının en etkili unsurlarından biridir. Messi’nin ne “hissettiğini” bir kenara bırakıp, yapıp ettiklerinin nelere vesile olduğunu göz önünde bulundurmalıyız. O zaman da Messi’nin solcu olmadığını kolaylıkla idrak edebiliriz. 
Bu yazı Arjantin, burjuvazi, Che, Diyalektik Materyalizm, endüstriyel futbol, Evo Morales, Futbol, Jorge Julio Lopez, La Garganta Poderosa, Lionel Messi, Maradona, Mariano Ferreyra, Marksizm, solcu futbolcular kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.