Bu Sene Basketbolda Yaşananlar veya Saçmalıklar Silsilesi Sezonu

*Ne demiştik, bir oyun olarak basketbol futboldan katbekat daha fazla seyir keyfi ve heyecan sunar ama futbol tarihselliği sayesinde taraftarlık duygusunu çok daha iyi beslediği için kraldır… Bu sene de basketbolu bir Efes taraftarı olarak takip ettim. Efes’in Euroleague finallerinde yaşadığım heyecan benzersizdi. Kaybettiğimizde hissettiğim yıkılmışım ben sendromu da uzun yıllardır hissetmediğim şeydi. Efes’le başlayalım.

*Üst üste iki sezon Euroleague şampiyonu olduktan sonra bu sene tarih yazma sezonuydu Efes için. Hiçbir takım three peat (three ve repeat kelimelerinden üretilmiştir) yapamamıştı. Avrupa’nın belki de tarihteki en iyi kısa ikilisi bizdeydi. Misic ve Larkin. Onları tuttuk. Üstüne Avrupa’nın en dominant oyuncularından birini aldık. Will Clyburn. CSKA’dayken her maç anamızı sikerdi. Onu aldık. Ayrıca Karşıyaka’dayken de her maç anamızı siken Mbaye’yi de almıştık. Ben üçleme kesin diye bakıyordum. Takım kendisini güle oynaya play-off’lara atacaktı. Bir şekilde F4’e gelecektik. Ve Efes F4’deyse herkes ne olacağını biliyordu. Ama olmadı. Misic, Larkin ve Clyburn arasında ego savaşları çıktı. Anladık ki iki süperstarın varsa üçüncü dengeleri bozar. Onun yerine bir çok iyi beş numara alınmalıydı. Olmadı.

*Ama neden olmadı. İşte ilk defa bu sezon gördüğüm saçmalıklar silsilesi sebebiyle olmadı. Altı, yedi maçta son çeyrekte bir, iki dakika içinde 10 sayılık farktan maç verdik. Pat pat pat attılar ve öne geçtiler. 20 sayı öne geçtiğimiz iki maçı da verdik. Sonuncu Alba Berlin’e son saniye takip smacıyla maç verdik. Bu maçların yarısı kazanılsaydı Efes play-off’taydı ve herkes ondan sonra ne olacağını biliyordu.

*FB de saçmalıklarla dolu bir sezon yaşadı. İlk 12 maçta 11 galibiyetle lider oldular. Ama kesinlikle lider olabilecek bir takım değildi. Sonra normale döndüler ve bir şekilde play-off yaptılar. Hiç şansları yoktu ama seriyi beşinci maça taşıdılar. İstanbul’daki maçta son salisede eski oyuncuları Sloukas iki kişinin arasından bakmadan attı ve üçlükle maçı kazandılar. Yani f4 yapıyorlardı neredeyse.

*Bir diğer saçmalık da Real Madrid Partizan serisinde yaşandı. Neden bana Obradovic gibi bir adamın TR’ye geldiğini 2013’te söylemediniz? Partizan tarihte ilk defa 0-2 yaptı seride. O son maçta Realliler “Orospu Cocukluğu” taktiğini devreye soktular. Kavga çıkarttılar. En iyi adamları ceza aldı Partizan’ın. Belgrad’da bri maç yetecekken, maçtan önce bir ergen okul basıp 8 çocuğu taradı ve bu travma maça etki etti. Sonra Madrid’deki beşinci maçta Partizan 18 sayılık farktan maç verdi. Son dakikaları yaşlı adamlarla oynadı Real Madrid koçu ve istediğini aldı.

*F4te de saçmalıklar yaşandı. Monaco Olimpiakos maçında ilk yarı 15 sayı fark atan Monaco üçüncü çeyrekte 26’ya 2 yaptı. Tarihte bir ilk. Verdi maçı. Finalde yine Olimpiakos maçı başta sonra üstün götürürken, son saniyede sayısı olmayan Lull 2.20’lik adamın üstünden inanılmaz bir basket attı ve Real şampiyon oldu. Tarihin en antipatik şampiyonu olabilir.

*Henüz basket izleyiciliğinde yeniyim, belki de oyunun karakteridir bu ama dört, beş yıldır takip ediyorum basketi ve bu sürede bu kadar saçma şeyin bir arada yaşandığı bir sezon görmedim.

*Ergin Ataman Panatinakos’a gidecek. Takım sporlarında antrenörün orospu çocuğu olması gerektiğini düşünüyorum. Pep gibi bir dahi değilseniz tabii. Ergin Ataman’dan daha orospu çocuğu birini zor buluruz. Bakalım ne olacak. Star adayı koç Erdem Can, Eurocup’ı veya TR ligini alsaydı iyi olurdu.

*Neyse izlemeye devam edeceğiz. Efes eski Efes olmayacak sanki. Tarihi kısa ikili de bozulabilir. Bu hayatın allah belasını versin! Keşke sporda hep benim istediklerim gerçekleşse. Messi gitti, Efes gitti…

Bu yazı Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.