Ayrıntı Şampiyonu Bir Film

paterson-movie-poster

Ayrıntılara bayılırım. Hatta başbakan olsam “işin özü”nü yasaklardım. Hayatın her alanında ayrıntıları egemen kılardım.

Dün, başlıkta belirttiğim gibi, ayrıntı şampiyonu bir film izledim. “Paterson” bayıldığım bir film oldu.

Sinemada film izlemeyi sevmem. Bir de para vererek izlemeye değer çok az film vardır bana göre. “Paterson”a mutlaka giderdim çünkü film, benim fetiş yönetmenlerimden birine ait…

Jim Jarmusch’u bildiniz mi?

Kendisi Amerikan bağımsız sinemasının en önemli ve en şahsına münhasır yönetmenlerinden biridir. Hemen burada yine muhtemelen dört Facebook arkadaşımın bildiği Richard Linklater’ı da analım. Kendisini tanıyana ve beğenene buradan öpücükler gönderiyorum. Jarmusch’a dönelim: Aslında fazla uzatmaya gerek yok. Yorum bölümünde kendisiyle ilgili yazdığım yazıları bulacaksınız. Hatta ve hatta…Kendisinin “Broken Flowers” filminden hareketle bir hikaye yazmıştım. “Kırık Çiçekler”i de yorum bölümünde bulacaksınız.

Hayatın anlamının ve güzelliklerin ayrıntılarda yattığını düşünen ve böyle filmler çeken biridir. Gerçek bir sanatçı nedir? Filmini istediği gibi çeker ve önünüze koyar. Siz de alıcısıysanız alırsınız. Onun gösterdiği alanda oynarsınız. Halk olarak tonla arızalarımızı ona dayatamayız, buna haddimiz yoktur. Gerçek ve başarılı sanatçı bizi parmağında oynatır, oynatmalıdır. Jarmusch filmlerinin dublajlanmasına izin vermez. Buradan bile nasıl bir sanatçıyla karşı karşıya olduğumuzu anlayabiliriz.

Kıl ve donuk bir mizahı vardır. Kötü konuştuğum anlaşılmasın, bunu ortaya çıkarabilmek ve ilgiyle izletebilmek zor ve takdir edilesi bir şeydir. Fena işler yoktur filmlerinde. Karakterleri düz gibi görünüp aslında çok derinlikli karakterlerdir. Hiçbir şey olmuyormuş gibi görünür ama aslında arka planda, yakalayabilen için Wikipedia database’i gibi malzeme vardır.

Şimdi bu dediklerimin hepsini “Paterson” a uyarlayın…

HAYATINIZ SIKICI MI?

Hadi iyisiniz…”Paterson” size sıkıcı hayatın tarih boyunca ne demek olduğunu, Sümerler, Yunan, Roma, Çin, Hindistan ve Sanayi Devrimi sonrasında ne hallere büründüğünü, hangi evrelerden geçtiğini, nasıl çözüleceğini, gelecekte sıkıcı hayatın alacağı biçimleri anlatıyor! Not: İyi yakalanmış ayrıntıyla beraber abartılı benzetmeler de her zaman ekmek yedirir…

Paterson hem New Jersey’de bir bölgenin adı hem de filmin kahramanı, otobüs şoförünün adı. Yalnız adı mı soyadı mı belli değil. Can Saday’ın İçerenköy hattında çalıştığını ve adının Can İçerenköy olduğunu düşünün. Veya Meryem Samandağ. Gürkan Ataşehir, Kadir Lice, Murat Madenler, Sırma Piyangotepe gibi…

Dehşet bir şekilde rutine bağlanmış bir hayatı var. Bu rutine meydan okuyan tek şey yazdığı kötü şiirler olmalı. Etrafında bir dolu tuhaf karakter (topluma göre), bir dolu manasız gibi görünen olaylar ve de üstüne Jarmush kıl/donuk mizahı…

Bütün Jarmusch filmlerinde olduğu gibi film boyunca bir şey olsun diye bekliyorsunuz, olmayınca da sinirlenmeyip, tebessümle filmi bitiriyorsunuz.

Daha başka ne isterim?

TOP 5 JARMUSCH FİLMİ

  • Stranger Than Paradise (Bu filmi izlemeyi başlı başına bir etkinlik olarak planlayınız lütfen. Yalnız baştan uyarayım, bu filmi izlemeden önce size toplum tarafından dayatılan genel geçer doğruların önemli bir bölümüyle kavga etmelisiniz. Bu filmi 100 kişiye izletsen 96’sı “ee, ne bu şimdi diyecektir”, uyarayım. Fetiş filmlerimden biridir.)
  • Permanent Vacation
  • Broken Flowers
  • Dawn by Law
  • Mystery Train

Cu

 

Bu yazı Sinema, Uncategorized kategorisine gönderilmiş ve , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.