İSTANBUL DÖNERCİSİNE KAVUŞTU!

Yemek ve şarap eleştirmeni Veday Milor’un yazısının başlığı böyle. Yazı, yorum bölümünde mevcut olacak.
Peki hangi dönerciden bahsediyor?
Ataşehir’deki Tatar Salim adlı dönerciden…
Ona göre İstanbul’daki en iyi üç dönerci Tatar Salim, Beşiktaş Karadeniz Dönercisi ve Kavacık Bayramoğlu imiş.
Bana göre Bayramoğlu tırt. Karadeniz Dönercisi İstanbul’un en iyisi (ölene kadar Beşiktaş’a her gittiğimde yiyeceğim.) Tatar Salim de ikinci en iyi…
Milor’un bu yazısı sebebiyle Tatar Salim’e yollandım. Bulması biraz zor. Aralarda bir yerlerde.
Öncelikle şunu eklemeliyim ki, lezzet bir yana, diğer üçüne nazaran en nezih mekan burası. Geniş ve iyi döşenmiş bir salonu var. Genellikle de yer bulunuyor…
Lezzete gelirsek, mekan sahibi, açıklamadığı bir formüle sahip. %100 koyun eti değil. Bilmediğimiz bir oranda koyun eti barındırıyor döner. Soslar da sır. Etleri seçerken uzun araştırmalar yapıldığı ve bir takım denemelerden geçildiği kendisini belli ediyor. Dönerin pişme açısına ve onu kesme açısına da önem veriyorlar.
Bu anlamda İstanbul’un en iyi ikinci lezzetini elde etmişler işte. KD’ye oranla artısı hem nezih mekan hem de yanında servis ettikleri. Gerçi KD’nin o izbe hali, o telaşlı hali kimilerinin zevk aldığı özelliklerdir.
Tatar Salim’in salatası çok çok güzel. Farklı bir tadı var ve o tada erişmek için de epeyce mesai harcanmış, belli. Lavaş zaten 10 numara. KD’deki tırnak pidelerinin tarih yazdığını belirtelim. Ayran, yazıda da belirtiliyor, gerçekten ayran gibi ayran. Turşu biraz vasat üstü. Soğan, Oscar alır ve döneri soğansız yiyenleri mahkemeye veriyorum ben. Patates de hoş ancak et yerken patates kızartması yenmemeli. Önemli bir kural hatasıdır. Patatesin çok dayatmacı bir tadı vardır, et tadını alır götürür. Yazıda övülen sütlaç da şampiyonlar ligi seviyesinde. “Ben sütlaş yemem” diyen Cemil Kaya’ya bile “bunu yerim” dedirtmiştir.
Fiyatı ise 80 gr 21 TL. Bence bu kaliteye tek kelimeyle bedava. Zaten orda burda soyadan yapılmış kayışlar bile 17 TL’den satılıyor. Bedava otopark, bedava ve nitelikli çay da çabası. Kuver faşizmi de yok mekanda, daha ne olsun?
Geçenlerde Zahide Çolak yine skandal bir cümle kurmuştu: “Döner deyince benim aklıma tavuk döner geliyor!!!…” Bence darbeye teşebbüsten yargılanmalı. Daha askeri vesayet biteli Türkiye’ye demokrasi geleli yedi, sekiz ay oldu, bu kişi alenen darbe çağrısı yapıyor. Bu cümleyi geniş kitleler duysa “Ordu göreve.” diye pankart açarlar. Aslında buradan kendisini hedef göstermemeliyim, Z.Ç demeliyim…
Tatar Salim’in dönerini yiyen Z.Ç, umarım artık böyle suç unsuru barındıran cümleler kurmaz.
Bu arada itiraf ediyorum, Zahide Çolak aslında gerçek bir kişi değil. Benim, reklam ajansından, duvarımı renklendirsin diye, para karşılığı tuttuğum bir show business emekçisi. İşini iyi yapıyor.
Bu yazıyı da renklendirdi.
Velhasıl kelam, emek veriniz ve gidiniz. Pişman olmayacaksınız…
İyi günler
Cu
Bu yazı Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.