MEKAN GİBİ MEKAN

Mısır Piramitleri’nde çalışan işçilere/kölelere işlerinin karşılığı olarak günlük dört litre bira veriliyormuş.
Keşke antik Mısır’da köle olsaydım diye içimden geçirmedim değil.
Bira içeceği ile olan ilişkimi yazmıştım. Şimdi bir mekandan bahsedeceğim.
Beşiktaş’ta bulunan The United Pub’ı dikkatle takip edelim derim.
Şu pespaye kapitalist Türkiye’de bir konsept yaratmaya çalışan ve ilk amacı müşteriyi yolmak olmayan kaç tane mekan var? Pek yok. O yüzden mekanlarda oturmayı çok sevmiyorum. Arkadaşlarla alıyoruz biraları ve Moda sahiline veya bir parka gidiyoruz.
Bu mekan dediğim gibi mekan gibi bir mekan. Bira üzerine bir mekan. Bu, konsept sahibi olmak işte. Bu konsepte laf olsun diye değil hakkını vererek sahip oluyorlar.
Dünyanın her yerinden her çeşit bira var. Önümüzdeki iki yıl içerisinde size söz hepsini deneyeceğim. Ayrıca sürekli olarak Tuborg satıyorlar Efes değil. Bu bile tek başına anlamlı.
Üstelik ucuz…Daha ne olsun. 50’lik Tuborg 10 lira ki azıcık ilerideki dandik yerde 12 liraya sulandırılmış Efes satıyorlar. Yiyeceklerde nasıllar bilmiyorum. Ama sırf şu biraya olan yaklaşımları bile takdire şayan.
Tesadüfen buldum burayı ve sımsıkı yapıştım.
Mekanın dibi.
Bu yazı bira, the united pub kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.