Osmanlılar Döneminde, Cami Haricinde, İnşa Edilmiş İki Meydan Anıtı

Adsız

İki meydan anıtı dedim ama bunlardan sadece iki tane olduğunu söyleyeyim. Ve bu durumu başlıkta nasıl ifade edeceğimi bir türlü bulamadım. İki, tek meydan anıtı… Yegane iki meydan anıtı… Tek, iki meydan anıtı… Gorki Hayırsever de derdime derman olamadı.

Neyse, biz yazımıza dönelim. Osmanlılar döneminde şehir meydanlarında konut, dükkan ve kamu binası haricinde neler vardı? Cami, sebil, türbe, çeşme ve saat kulesi…

Bunlar haricinde Osmanlı Devleti sınırları içerisindeki meydanlara inşa edilmiş sadece iki meydan anıtı vardır. İkisi de İstanbul’dadır. Görsellerde ikisini de görüyorsunuz. Birincisi Çağlayan Adliyesi’nin hemen yanında yer alan Abide-i Hürriyet, ikincisi de Fatih’te yer alan Tayyare Şehitleri Anıtı’dır.

Şimdi bunların hikayelerine bakalım…

Sadece Abide-i Hürriyet olarak da anılır Abide-i Hürriyet Anıtı veya Abide-i Hürriyet Meydanı da denir. Caddesi de var. Burası ne ayaktır?

1911 yılında inşa edilmiştir. Kimler için? 31 Mart Vakası’nda ölen, meşrutiyet yanlısı askerler için inşa edilmiştir.

Bilindiği gibi, meşrutiyeti ilan etmek zorunda kalan II. Abdülhamit elbette bu durumdan memnun değildir. 31 Mart Vakası’yla sonuçlanacak olan isyan çıktığında duruma karşı ilgisiz kalmıştı. İttihat ve Terakki’nin Selanik’ten getirttiği Hareket Ordusu isyanı kolay bir şekilde bastırmıştır ve padişahı tahttan indirmiştir. Bu olayda ölen 73 kişi için bir anıt dikilmesi kararı alınmıştır ve yarışma açılmıştır. Yarışmaya Vedat Tek de katılmıştır.

Bu, bir ilktir çünkü geleneksel Osmanlı toplumunda cami, sebil, çeşme haricinde meydanlarda başka yapılar görmüyoruz. Heykel İslam dininde yasaktır. Bu yasak etkili olmuştur bu durumda. İnsan suretinde olmasa da ilk defa bir anıt dikilecektir.

Anıt I. Mimari Akım’a uygun bir şekilde inşa edilir. İstanbullular bu insanları “Hürriyet Şehitleri” diye anarlar. Yani İstanbulluların bir bölümü…

Defalarca kez bahsettiğim Batılılaşma Krizi bu olayda da karşımıza çıkıyor. Kriz’in 1923’ten sonraki en önemli olayı 1908’dir. Bu olay Batıcıların, “Muhafaza Etmek İsteyenler” karşısında kazandığı en önemli zaferdir. 1923’ten sonra…

Abide-i Hürriyet asla herkesin üzerinde aynı fikirde olduğu bir anıt olmamıştır. Bugün bile. Burada İttihat ve Terakki’nin en önemli insanlarının anıt mezarları vardır. Enver Paşa’nın, Hitler’in jestiyle Talat Paşa’nın, Mahmut Şevket Paşa’nın, Abdülhamit’in önce kandırıp sonradan öldürttüğü Mithat Paşa’nın falan… Dolayısıyla bu bölgeyi Osmanlı yanlılarının, Cumhuriyet karşıtlarının, İslamcıların, Abdülhamitçilerin, muhafazakarların kabullenmesi mümkün değildir. Zaten şu anda kapalı durumdadır, metruk bırakılmıştır ve ismi 15 Temmuz’da ölen birinin ismiyle değiştirilmiştir.

İTC ve Cumhuriyet kadroları aynı kadrolardır. Önderleri sadece birbirlerini reddeder. Bu insanlar günahıyla sevabıyla aynı insanlardır. Burada geleneksel Osmanlı toplumunda görülmeyen semboller vardır. Dikenli tellerin arkasından görebildiğim kadarıyla bir duvar vardı ve duvarın üstünde başı açık bir kadın rölyefi vardı. Yine okuma, bilinçlenme temalı rölyefler de görünüyordu.

Gelelim Fatih Tayyare Şehitleri Abidesi’ne. Geçenlerde incelediğimi Saraçhane Meydanı’nda yer alır bu da… Mimarı bu sefer Vedat Tek’tir ve evet bu da I. Mimari Akım’a göre inşa edilmiştir.

Bu anıtta Kriz’in etkilerini görmeyiz. 1914 yılında üç Osmanlı pilotu Kahire’ye uçakla gitme projesine girmişlerdir. Uçaklar Yeşilköy’den (Ayestefanos) havalanır ama ikisi de yolda düşer. Dört pilottan biri kurtulur sadece.

Bu insanlar için bir anıt dikilmesine karar verilir ve bu anıt dikilir. Yarım kalmış sütun tamamlanmamış uçak yolculuğunu sembolize eder. Bu anıta karşı, ne Kriz A tarafından ne de Kriz B tarafından kimse, olumsuz bir duygu beslemez. Merak edenlerin ilgisini çeken, merak etmeyenlerin fark etmedikleri bir anıttır ama Abide-i Hürriyet köşe bucak kaçırılan bir anıttır.

Bu iki anıtın Osmanlı toplumunda dini içerikli olmayan iki ve tek anıt olduklarını ciddi bir yerden okumuştum. Şu anda nereden okuduğumu hatırlamıyorum. Bu yazıyı okuduktan sonra Aydın’da İstiklal Anıtı’nı gördüm. 1922 tarihli. O da üzerinde yazılar yazan bir sütun. O halde o da bir Osmanlı dönemi seküler anıt sayılabilir. Diğer Ege Bölgesi şehirlerinde böyle bir şey görmedim.

Böyle…

Bu yazı mimari, siyaset, Uncategorized kategorisine gönderilmiş ve , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.