Bir fotoğrafın düşündürdükleri

Zana ile Erdoğan görüştü. Tüm açıklamalara rağmen, bağımsız bir milletvekili olan Zana’yı Kürt hareketinden bağımsız kendi kendisine hareket eden biri gibi düşünebiliriz miyiz? Bence düşünemeyiz. Bu çelişkiler olmak zorundadır. Çünkü ulusal hareketlerin kaderi budur. Düğün salonlarında gelen ordör tabağı gibi yani. Her şeyden biraz biraz. Sağcısı, solcusu, liberali, dincisi, şeyhi, şıhı, ağası, futbolcusu ve bu çelişkinin asla uzlaşamayacak tarafları olan yoksulu ve zengini. Ulusal hareketler onlarca çelişkiyle hareket etmek durumundadırlar. Kandil der ki 4+4+4 Kürtlerin meselesi değil sonra milletvekili gelir bizimle Ankara’da gaz yer. Demirtaş gider iki hafta önce Amerikalı yetkililerle görüşür sonra gelir AKP’den çözüm beklemek saflıktır der. Altan Tan ve Ertuğrul Kürkçü gibi iki insan aynı partide yan yana gelebilir. Bu örnekler çoğaltılabilir. Yapılacak olan şey gayet belli. Kürt yoksulu Türk yoksuluyla birleşecek. Kürt burjuvazisinin de Türk burjuvazisinin de hakkından gelecekler. Bu bir masal veya ne bileyim fantezi falan değildir, tarihsel bir zorunluluktur. Aksi halde en fazla Kürt yoksulunun hayatında çok da önemli değişiklik yapmayacak o kültürel mültürel haklardan elde ederler. TRT Şeş ve seçmeli Kürtçe derslerinden de belli olduğu üzere onları da ucube halinde sunuyorlar en fazla. Hadi verildi diyelim halkların sahip olduğu nefret duyguları varken ve bu düzende olacağı gayet aşikarken bu haklar kimi neyden kurtaracak? Peki bunun için ölmeye ve öldürmeye değer mi? Asgari ücret, Serdar Ortaç, hastane katılım payı, AVM, kadınlar ilmihali, polis copu, Amerikan büyükelçiliği, tüketici kredisi Kürdistan’da da olsa yine asgari ücret, Serdar Ortaç, hastane katılım payı, AVM, kadınlar ilmihali, polis copu, Amerikan büyükelçiliği, tüketici kredisidir.

Bu yazı Kürt hareketi kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.