Yeni Bira Bardağı ve Yeni Top 10 Birası

Adsız

Provokatif giriş: Bu yazıyı yazıyorum ama şunları yapmayacağınızdan eminim: Gidip, lale bira bardağı almayacaksanız ve de hiçbir birayı oda sıcaklığında içmeyeceksiniz. O zaman neden bu yazıyı yazıyorum? Kendi kendime eğlenmek ve “Kızgın”ları toplamak için…

Provokatif girişten sonra yazımıza başlayabilirsiniz. Hoş geldiniz, halınız (I harfi bilinçli kullanılmıştır) keyfiniz nasıl?
Bugün tanıtacağım bira La Trappe Quadrupel adlı Belçika birasıdır.

Sırasıyla Trappist biralardan, lale bardaktan ve nihayet La Trappe Quadrupel’den bahsedeceğiz.

TRAPPIST BİRALARI NE DEMEKTİR?

Sık düşülen bir hatadır: Trappist birası ile Belçika birasını karıştırmak veya onları aynı zannetmek… 2012’ye kadar dünyada yedi tane Trappist birası vardı. O tarihten günümüze bu sayı 11’e çıktı. Tarihinden başlayalım.

Fransa’nın La Trappe şehrinde 1600’lü yıllarda bir tarikat/mezhep gibi bir şey ortaya çıkar. Tabi mezhep/tarikat adlandırması olayı tam olarak açıklayamaz. İnançlarla ilgili konularda isimlendirme yaparken dikkatli olunmalı. O pratiğin, o insanların ve o ülkenin yapısındaki etkileri ayrı ayrı incelenmeli ve analoji yapmaktan kaçınılmalı. Fakat analoji yapmak (yani benzemezler arasında benzerlikler kurmak) insanlığın en büyük sorunudur bana göre. Nasıl yapmayacaklar? Efendim bu mezhep o bölgedeki işleyişi eleştirdiği için kendilerini ayırdı ve Avrupa’nın çeşitli yerlerine (daha çok Belçika ve Hollanda’ya) yayıldı.

Bu insanlar çalışmaya önem veriyorlardı. Et de pek tüketmiyorlardı. Bu ve benzeri faktörlerin etkisiyle kendi biralarını yapmaya başladılar ve bu birayı satarak manastırlarının ihtiyaçlarını karşılamaya başladılar. Bu mezhebin manastırlarında üretilen biralara zamanla Trappist adı verilmeye başlandı.

Uyanıklar da hemen piyasaya çıktılar ve Trappist etiketiyle piyasaya biralar sürmeye başladılar. 60’lı yıllarda bu keşişler davalar açmaya başladılar ve Uluslararası Trappist Birliği’ni kurdular. Ve altısı Belçika’da biri Hollanda’da olmak üzere yedi manastıra Trappist birası yüzüğünü verdiler. 2012’den sonra Amerika, İtalya, Avusturya ve Hollanda’da bulunan dört manastıra daha bu yüzük verildi.

Dört kriterleri var: Bira manastır içerisinde üretilecek. Keşişler üretecek birayı. Bira manastırın önüne geçmeyecek. Ticari kazanç güdüsü olmayacak. Yani elbette para kazanılacak ancak bu para manastırın ihtiyaçları ve yoksullar için harcanacak.

TR’de benim bildiğim üç tane var. Chimay (kırmızı, mavi ve beyazı mevcuttur), St. Bernardus ABT 12 ve La Trappe Quadrupel. Bunları Metro Grossmarket’lerde buldum. Belki bazı barlarda başkaları da vardır. Bu üçü de benim Top 10’umda yer alırlar. Üçüne de hastayım tek kelimeyle. Fiyat olarak 12-14 TL civarlarındadırlar. 33’lük satılırlar. Yüksek alkollüdürler. Son ikisi %10. Chimay Blue 9, Red 7, White 8 idir. İlk olarak Chimay TR’ye geldi sanırım. Chimay Fransa’da 1,25 Euro’ydu.

ODA SICAKLIĞI

Bu biraları dolaba atmıyoruz. 12-14 derecede içilmelidir diye üzerinde ibare vardır. Bira ile ilgili doğru bilinen yanlışlardan biri de biranın buz gibi içilmesi gerektiğidir. Böyle bir şey yok. TR’de yığınsal olarak pilsener (bir tür lager) içildiği için öyle düşünülüyor. Çünkü pilsenerler soğuk içilmeli.

LALE BARDAK

Aslında Trappistler için en ideal bardak Chalice denen türdür. Yorum bölümünde göreceksiniz. Ona erişemediğimiz için lale bardak da olur. Belçika ale’leri ve bazı Trappist biralar için bu lale bardak öneriliyor. Paşabahçe mağazalarında bulabilirsiniz. Geniş ve açık ağız sayesinde aromalar daha iyi açığa çıkıyor.

LA TRAPPE QUADRUPLE

Quadruple çok sert Belçika biralarına deniyor. APT de deniyor bunlara. Metro Grossmarket’te sürterken sepete atmıştım. Bir Trappist olduğunu bilmiyordum. Daha önce Chimay ve APT 12 içip allahımı kırmıştım. İlk yudumu aldığımda anında mouthgasm oldum. Daha önce içilmemiş bir biranın süper çıkmasına bayılırım. Aklıma yıllar önce bir spor gazetesi başlığı geldi: Cimbom’un Afrikalısı geldi ve süper çıktı )) La Trappe geldi ve süper çıktı. Sertliğine rağmen dengeli bir tadı var. Meyvemsi aromalar ve şerbetçiotu tadı kendisini hissettiriyor. Örneğin Efes Extra veya kırmızı Tuborg’da gram olmayan şeyler bunlar. Velhasıl kelam, Top 10’uma girdi namussuz. Mutlaka öneriyorum. Ama TR’de bira içenlerin çok küçük bir bölümü bu birayı hakkını vererek içecektir ve buna ilgi gösterecektir. Belki de yakın zamanda ithal edilmemeye başlanır.

Şu ana kadar 200 tane falan bira tatmışımdır. Top 10’um şu şekilde.

10- Guiness
9- Duvel
8- Chimay Red
7- La Trappe Quadrupel
6- St Bernardus APT 12
5- Paulaner
4- Schenider Tap 5
3- Franziskaner
2- Schenider Tap 6
1- Weihenstephaner

İyi günler.

Bu yazı Uncategorized, Yiyecek İçecek kategorisine gönderilmiş ve , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.